Tamam, onun kendi ülkesine hizmet ettiğine fazla inanmadım. | Open Subtitles | حسناً، ولكنني أعلم بأنّه آمن بأنّه كان يخدم بلده |
Amerika'nın karşı karşıya kaldığı tehditleri görüyordu ve tıpkı senin gibi, derin bir görev tutkusuyla ülkesine hizmet etmeyi seçti. | Open Subtitles | كان يمكنه أن يرى التهديدات التي تواجها أمريكا، ومثلك أختار أن يخدم بلده نابع من .شعور عميق بالواجب |
Kitty'nin kardeşi Justin'in cesurca ülkesine hizmet ediyor olması, bunu eve daha yakın yapıyor ama bir başkan için, böyle olmalı. | Open Subtitles | شقيق (كيتي) , (جاستن) يخدم بلده بشجاعة , يجعلني أريده قريب منا , لكن كرئيس بلد عليه القيام هو بذلك |
Sadece ülkesine hizmet etmek istemiş bir çocuk. | Open Subtitles | فحسب أن يخدم بلده |
ülkesine hizmet ederken, katledildi. | Open Subtitles | قتل بينما كان يخدم بلده |
ülkesine hizmet etmek için. | Open Subtitles | -لكي يخدم بلده. |