"يخرب" - Translation from Arabic to Turkish

• mahvediyor
• sabote
• mahvetmesine
• zarar
• mahveder
• mahvolur
• mahvedebilir
• berbat
• mahvetmek
• mahvetmeye
• mahvedecek
• mahvedemez

Nasıl oluyor da her seferinde mutlu bir an yaşarken birileri gelip bunu mahvediyor.
كلما يأتي الوقت الذي أحس به بالسعادة. يأتي أحدهم و يخرب كل شيء.

O bu ülkeyi mahvediyor, ben de onu bir balık oyacağım!
انه يخرب البلاد، و سوف اصطاده كالسمكة

Dr. Platt, kim uzay istasyonu Prometheus'u sabote etmek isteyebilir?
دكتور بلات, من يريد ان يخرب محطة الفضاء بروميثيوس؟

Ukraynalı bir puşt tarafından düğün günümde terk edilişimin Sevgililer günümü mahvetmesine izin vermeyeceğim.
أنا لن أدع أمر تركي لدى المذبح بسبب أوكراني حقير .. أن يخرب يومي بعيد العشاق

Sineğe uzaktan ateş etti ama... ...başka hiçbir şeye zarar vermedi... ...nasıl yapacağını iyi biliyordu... ...böylece başka hiçbir şey zarar görmemişti.
ولو كانت على بعد حجرتين منه دون أن يخرب ما تقف عليه لأنه عرف كيف يضغط على الزناد ليقتل حشرة دون تخريب ما حولها

Sessiz katil olur! Herşeyi mahveder.
. أى القاتل الصامت . هو يخرب كل شئ

Ama o zaman haftası mahvolur, o yüzden cumaya kadar bekliyim.
ولن سوف يخرب ذلك اسبوعها ربما ينبغي علي الانتظار حتى يوم الجمعة

Küçücük bir hata her şeyi mahvedebilir ve BAE de yürür gider.
فقط شق صغير فوق يمكن أَن يخرب كُلّ شيء ومشي بي أي

Hayır bekle bebeğim. Düğünümüzü mahvediyor.
لا لا , عزيزتي انه يخرب زواجنا

Motorsikletli yavşak mahalleyi mahvediyor.
ذلك اللعين ذو الدبّاب يخرب الحيّ

Homer, olumsuz tavırların nefret gezimizi mahvediyor. Önce neyden nefret etsek acaba?
هومر , موقفك السلبى يخرب رحلة الكره

Kimin için çalıştığını ve Kale'yi neden sabote ettiğini öğrenmeliyiz.
موافقين؟ نريد أن نعرف من الذى يعمل لحسابه لماذا هو يخرب القلعه ؟

House'un beni sabote ederek kendini sabote etmesini istemiyorum bunun için de senin güvenine ve rehberliğine ihtiyacım var.
لا اريد لهاوس ان يخرب على نفسه بالتخريب علي و احتاج لأن تدلني و لثقتك لفعل ذلك

Eski bir donanma deyişi; "Başçavuşun denizaltıyı sabote etmesine izin verme."
بحار قديم قال ذات مرة لا تدع كوب يخرب الغواصة

Birkaç tane kötü deneyimin yılın en iyi tatilini mahvetmesine izin mi vereceksin?
لكن هل ستدع تجربتين سيئتين يخرب لك أفضل إحتفال في السنة

Bu deli adamın kariyerini mahvetmesine izin verme.
لا تتركي هذا المجنون يخرب سيرتك المهنية.

Bu muşmulanın partimizi mahvetmesine izin vermeyin.
لا تجعلي هذا الحامض ان يخرب الحفلة. نعم هذا كان كله انت ، يا رجل

Vatanımıza, milletimize zarar vermesine izin verelim, öyle mi?
ويدعه يخرب البلد بأكملها وأمتنا المجيدة هذا ما تريدينه؟

Jackson, o adam bizi mahveder.
جاكسون,ذلك الرجل يمكن أن يخرب حياتنا

O zaman da hafta sonu mahvolur, o yüzden...
بعد ذلك سوف يخرب العطلة الاسبوعية لها اذا ربما علي ان

Dostluğunu mahvedebilir.
قد يخرب هذا من صداقتكن أأنتِ مستعده للتضحيه بهذا؟

Eğer ortaya çıkarsa birçok hayatı berbat edebilir.
إذا ظهر الاسم من الممكن أن يخرب حياة الكثير

Ama gelip her şeyi mahvetmek isteyecek ve zaten her şey berbat durumda.
ولكنه سيأتي ويحاول تخريب كل شيء, وكل شيء يخرب نفسه بالفعل. ليس هذه المرة.

Mo Ne ve Tae Gyun'dan sonra zehirli yılan şimdi de senin hayatını mahvetmeye çalışıyor!
( مو ني ) وبعد ذلك ( تاي جيون ) ! والآن سم ذلك الثعبان يحاول أن يخرب حياتك أيضاً

Burada terapist benim ve size bir ilişkiyi, iletişim kadar mahvedecek bir şey olmadığını söylüyorum.
أنا أقول لكم أنه لا شيء يخرب العلاقات مثل التواصل

Çünkü açıklamak gerekirse Serena hiçbir şey bir para kavgasından daha hızlı, bir ailenin itibarını mahvedemez.
دعيني إخبركَ بأمر ما .. سيرينا لا شيء يخرب العائلة أسرع