"يخططان" - Translation from Arabic to Turkish

• planlıyorlardı
• planlıyorlar
• planlıyor
• planladıkları
• planlıyorlardır

Önümüzdeki hafta bir seyahat mi planlıyorlardı?
ماذا، هل كانا يخططان لرحلة الأسبوع القادم؟

Onlar gece yarısı provası planlıyorlardı!
كانا يخططان لحضور إستعراض منتصف الليل

İstedikleri şeyi elde edince beni öldürmeyi planlıyorlar.
يخططان لقتلي بعد الحصول على مبتغاهما

İmparatoru öldürmeyi planlıyorlar.
إنهما يخططان لاغتيال الامبراطور

Düğün başlı başına rezillik ama bir de o ikisi çocuk sahibi olmayı planlıyor.
وهذا الحفل محرج كفاية لكن هؤلاء الأثنان يخططان لحفل زفاف

Onun aldığı hediyeleri, planladıkları tatilleri...
الهدايا التي يعطها إياها والرحلات التي يخططان لها

Zaten Cuma gelmeyi planlıyorlardı, ...muhtemelen hala, Cuma gelmeyi planlıyorlardır.
... أنهما يخططان القدوم يوم الجمعة لذا ربما ما زالا سيأتيا يوم الجمعة

Çok tuhaf, bu sabah Jack ve Audrey geleceklerini planlıyorlardı.
إنه أمر طريف، هذا الصباح كان (جاك) و(أودري) يخططان لمستقبلهما

Costa Rica'ya kaçmayı planlıyorlardı.
كانا يخططان للهرب إلى كوستا ريكا" المشرقة"

Evet. Sanırım buluşmayı planlıyorlardı.
نعم، أظن أنهما كانا يخططان للقاء معاً

Bir şey planlıyorlar.
إنّهما يخططان لشيء.

- Ne yapmayı planlıyorlar?
ما الذي يخططان له ؟

Telefon sinyalleri gösteriyor ki Abdul ve Sadaat önümüzdeki iki hafta içinde görüşmeyi planlıyor olabilir.
يقرأ مقترح أن " عبدول " و " سادات " ربما يخططان لاجتماع في وقت ما في الأبوعين القادمين

Ne planlıyor bunlar?
ما الذي يخططان له؟

Vanessa Buckley'i dönüştürecek. Sanırım bu da oldukça uzun bir süre birlikte olmayı planladıkları anlamına geliyor.
(فانيسا) ستحول (بكلي)، لذا يبدو أنهما يخططان للبقاء معاً مده طويلة

Suç işlemeyi planladıkları konusunda yemin edebilirim.
"أكاد أقسم بأنهما يخططان لجريمة ما"

O ve Lucius şüphesiz bizim kurtuluşumuzu planlıyorlardır.
أجل، هو و(لوشيوس) يخططان لإنقاذنا بدون شك