"يخلط" - Translation from Arabic to Turkish

    • karıştırıyor
        
    • karıştırır
        
    • karıştıran
        
    • karışabilir
        
    • katmak
        
    • karıştırmış
        
    Maddi şeylerle indirilen sözlerin büyük manevi değerini karıştırıyor. Open Subtitles إنه يخلط الأشياء المادية مع القيمة الروحية العظمى للكلام المقدس
    Çikolatayı karıştırıyor. Daha doğrusu çalkalıyor. Open Subtitles هو يخلط الشكولاته حقيقة هو يخضخض شكولاتتي
    Şimdi kocaman dairesinde yalnız başına oturup içkiyle hapları karıştırıyor. Open Subtitles الآن هو وحيد في شقته الكبيرة ، يخلط الكحول مع الأدوية.
    Worfol çikolatayı karıştırır, yeterince iyi hale Getirir... Open Subtitles الشلال هو الاكثر أهمية. يخلط الشوكولاته ويجعلها اكثر خفة ورغوه
    Çikolatayı karıştırır. Çalkalar. Hafif ve köpüklü yapar Open Subtitles فهو يخلط الشوكولاتة ويقلبها فيجعلها خفيفة وهشة
    # Fakat bu saçma etnik şeyleri karıştıran... # # - ...sadece ben değilim. Open Subtitles لكني لست الوحيد الذي يخلط في مسألة الأعراق
    Al'ın kafası karışabilir ve sana pislik gibi davranabilir. Open Subtitles كلا ربما " آل " يخلط بك ويعاملك كرجل قوي
    Acaba buna bir şeyler katmak gerekir mi? Open Subtitles هل هذا يخلط بأي شيء؟
    - 6 yaşından beri rüya ile gerçeği karıştırıyor. Open Subtitles منذ أن كان في السادسة وهو يخلط بين الحلم والواقع
    Birisi margarita karıştırıyor veya oda süpürüyor sanmışlar. Open Subtitles ولكنهم ظنّوا أن أحداً كان يخلط خمر المارغريتا أو يكنس المكان
    Çünkü beyaz insanlarla kutup ayılarını ya da beyaz fokları karıştırıyor. Open Subtitles لانه يخلط الاشخاص البيض بالدببه القطبيه أ و الفقمه البيضاء
    İnan bana, Frank. Beni başka bir yakışıklı piçle karıştırıyor. Open Subtitles ‫عليك أن تصدقني يا فرانك ‫إنه يخلط بينك وبين رجل وسيم آخر
    İnsanlar ayak izini aralıklı düzenleme ile karıştırıyor. TED يخلط الناس بين البصمة والمساحة
    - Fındık ezmesi ile bifteği karıştırıyor. Open Subtitles إنه يخلط زبدة الفستق باللحم المحمر
    İşi karıştırıyor - Her zaman başka aletler. Open Subtitles يخلط الأمور.. أدوات مختلفة كلّ مرّة
    Dövüşürken stilleri karıştırıyor. Open Subtitles إنه يخلط الأساليب بسرعة فائقة.
    Alice, herkes seks hakkında vidalama ile düzüşmeyi birbirine karıştırır. Open Subtitles أليس , أى أحد يعتقد أن النكاح لطيف هو يخلط بين الجنس و الخياطة
    İnsani eğilimler göstermek sadece kafasını karıştırır Open Subtitles تعزيز نزعات بشرية يخلط لها فقط.
    Çikolatayı karıştırır. Open Subtitles يخلط الشوكولاتة
    Doğruyla yanlışı karıştıran bir babaya sahip olmak nedir, bilirim. Open Subtitles أعرف كيف هو الأمر أن يكون لديك أبّ الذي يخلط بين الصواب والخطأ.
    Kafası karışabilir, büyütme şu olayı! Open Subtitles أحيانا يخلط الأمور .. لاتذعري
    Acaba buna bir şeyler katmak gerekir mi? Open Subtitles هل هذا يخلط بأي شيء؟
    Bence cesaretle inatçılığı karıştırmış. Open Subtitles ولكنه يخلط هذه بين العناد والشجاعة، كما أعتقد.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more