Annem, babamın onu aldattığını öğrendi ve onu gözümüzün önünde aşağılamak için, diğer kadının evine götürdü. | Open Subtitles | امي اكتشفت ان ابي كان يخونها وجعلته يأخذني واختي الى بيوت هذه النسوة رغبة في اذلاله امامنا |
Kocasının kendisini aldattığını yakalamak isteyen kadınlar için çalışıyorum. Bu tarz insanlar işte. | Open Subtitles | أعمل مع محامية خلع زوجة تحاول اكتشاف إن كان زوجها يخونها |
Eğer ona söylersen, onun için sevgilisinin onu aldattığını söyleyen erkek olacaksın. | Open Subtitles | إذا قلت لها ستكون الشخص الذي قال أن صديقها يخونها |
Karıma ihanet edemem. | Open Subtitles | سيدي قال , إجعليه يخونها. إن لم يفعل إقتليه |
Karısına kocasının ölmeyeceğini söyleyebilirsiniz, ama onu aldatıyor. | Open Subtitles | يمكنكم إخبار زوجته أنه لن يموت لكنه يخونها |
Sevdiği adam onu aldatıyordu, biz ise- | Open Subtitles | الرجل الذي احبته كان يخونها ونحن.. |
Bana şey dedi baban, anneni aldatmış. | Open Subtitles | انظري ، لقد أخبرتني . أن والدك يخونها |
Ama sonra onu kendisini aldatırken yakaladı, şimdi o da piyasada. | Open Subtitles | لكنها أمسكت بها يخونها , لذا عادت الآن متوفرة |
- aldatıldığını anladıysa... | Open Subtitles | إذا إكتشفت أنّه كان يخونها |
Kendisini aldattığını biliyordu. Ama izlerini kapatma konusunda ustaydı. | Open Subtitles | لقد كانت واثقة بأنه يخونها ولكنه كان بارع في تغطية أثارة |
Peach yatağında sarı saç buldu, ve kocasının onu aldattığını sandı. | Open Subtitles | بيتش وجدت شعر أشقر في سريرها وظنّت أن زوجها يخونها |
Karısı onu aldattığını anladığında, ondan ayrılmakla tehdit etti. | Open Subtitles | زوجتة إكتشفت أنه كان يخونها وقد هددت بتركه. |
Kazadan önce buraya gelmişti. Kocasının onu aldattığını gördü. | Open Subtitles | جاءت هنا قبل الحادث، ورأت زوجها يخونها |
Ve evleneceği o moron... bana aslında onu aldattığını söyledi. | Open Subtitles | والاحمق الذى ستتزوجه... اخبرنى فى الحقيقة انه يخونها |
Eğer onu aldattığını biliyorsa... | Open Subtitles | ان كانت تعلم أن زوجها كان يخونها كايت : |
aldattığını karısının öğrenmesini istemez. | Open Subtitles | ولا يريد من زوجته ان تعلم بأنه يخونها. |
Bu insan, sonuna kadar ona ihanet etmeyip ölecek mi? | Open Subtitles | هل هذا الانسان لن يخونها حتى النهاية ويموت ؟ |
Hissettiği son şey ise babasının ona ihanet ettiği oldu. | Open Subtitles | وذلك كان الشيء الأخير التي شعرت به كان أبّاها الذي يخونها |
Pekâlâ, sana nereden bildiğimi söyleyemem ama şu Beverely Hills'li koca kesinlikle aldatıyor onu. | Open Subtitles | حسناً , لا أستطيع إخبارك كيف أعرف هذا ولكن زوج بيفرلي هيلز يخونها بالتأكيد |
Matt'i kesti, çünkü onu aldatıyordu, değil mi? | Open Subtitles | حسناً ، لقد قتلت (مات) لأنه يخونها ، صحيح؟ |
- Kocası onu aldattı. - O da kocasını. | Open Subtitles | . إنه يخونها . و هي تخونه |