"يداً بيد" - Translation from Arabic to Turkish

• el ele
• elele
• kol kola

Çünkü ben ikimizi 80 yaşında el ele sahilde yürürken hayal ediyorum.
لأنّني لطالما تخيّلتُكِ وإيّاي في سنّ الثمانين نمشي على الشاطئ يداً بيد

Toplum sağlığı ve toplum güvenliği çalışanlarını toplum seviyesinde el ele çalışırken gördük.
لقد رأينا العاملين بقطاعي الصحة العامة والأمن العام يعملون يداً بيد. على مستوى المجتمع.

Ve zamanı geldiğinde Po Chi Lam'ın ruhu el ele vererek bu yabancı değerler ile beraber
ويجب أن نكون صفاً واحداً بروح بو تشاي لام يداً بيد ، ننقل حضارة الغرباء وتفوقهم

Bana şu benzetmeyi yapan adamla elele çalışmak?
العمل يداً بيد مع الرجل الذي أشار لي بـ ..

Bense bazen kendimi karanlıkta kolsuz biriyle kol kola yürüyor gibi hissediyorum.
بينما أنا أشعر أحياناً أني أمشي في الظلام.. يداً بيد, مع شخص بلا يدين.

Annenle şöminenin önünde oturup el ele tutuşurduk.
أنا وأمك إعتدنا أن نجلس أمام النار هنا يداً بيد

Midillinin yan tarafına üç el çizilmiş... bu, üç adam el ele öldürülmüş demek.
رسم الأيدي الحمراء الثلاثة على خاصرة المهر دلت على ثلاثة رجال مقتولين، يداً بيد

Hepimiz el ele vererek buna göğüs gereceğiz ve çok daha başarılı olacağız.
سنبذل جهدنا ، يداً بيد وسنتغلب على هذا وننجح عشرة أضعافه

Bilimin ve hurafelerin el ele verdiği bir dünyayı tasavvur edebilecek özgür düşünceli birine benziyorsun.
إنك تبدو مفكراً حراً يتصور العالمَ مكاناً يخطِرُ فيه العلم والماورائيات مشابكين يداً بيد

Daha kat edecek çok yolumuz var fakat el ele verdikçe oraya ulaşacağımızı biliyorum.
مازال هناك طريق طويل أمامنا و لكننا سنبقى يداً بيد أعرف أننا سنصل في النهاية لمبتغانا

Birbirimizi kaybetmemek için el ele tutuşuyorduk.
كنا يداً بيد حتى لا يفقد بعضنا الآخر

Bence bu ikisi el ele verirse iyi bir şey çıkacak.
الموت و الحب يداً بيد,اتعلمين؟

Kötü kadın. Çabuk el ele tutuşun.
امرأة فظيعة بسرعة، ترابطوا يداً بيد

Bir gün Aruba'da bir kumsalda el ele koşuyoruz diğer günse "Seni bir daha görmek istemiyorum." içerikli bir mesaj geliyor.
أسواء أسبوع طوال حياتي ذات يوم , كنا نركض بجانب الشاطئ في جزيرة "أروبا" يداً بيد

Yerde sarı tuğlalardan bir yol var ve fırınınızdan "Oz Büyücüsü"nden Dorothy, Teneke Adam Korkuluk ve Aslan Adam el ele ve seke seke size doğru geliyorlar.
في المطبخ، الأرض مغطاة بالقرميد الأصفر ويخرج من الفرن متجهاً إليك دورثي، رجل الصفيح وفزاعة الغربان والأسد من "ساحر أوز" يداً بيد متجهين نحوك مباشرة

Demek, bundan sonra birlikte el ele çalışacaksınız.
إذاً ستعملان معاً ، يداً بيد

Hadi! el ele birlikte yaşayalım.
تعالي ، سنعيش معاً ، يداً بيد

"Şanım, ölümümle el ele yürüyor."
مجدي يسير يداً بيد مع لعنتي

Nişanlı olan gençlerin, elele yürüdüğü ve uygunsuz durumlardan kaçınmak için aileleri tarafından yakından izlendiği yer.
طريقٌ يقوم شابٌ ما و حبيبته بالمشي يداً بيد و بالطبع , يتبعهم بقرب أبائهم

elele!
يداً بيد

Kendimi daha önce hiç görmediğim askerlerle kol kola buldum.
وجدت نفسي يداً بيد مع الجنود لم يسبق وأن رأيتهم قبل ذلك

Horatio, Japonya'da Sakiru ile polis kol kola çalışır.
(هوريشيو)، في "اليابان"، "الساكيرو" والشرطة يعملان يداً بيد.