İncelediğimiz suçların yüzde doksanında insanlar kapıyı açıp suçluları içeri davet etmiş oluyorlar. | Open Subtitles | تسعون بالمئة من الجرائم التي نحقق بها يفتح الناس الأبواب و يدخلون المجرمين |
Oyuncular giriş kartı kullanmaz çünkü oyuncu kapısından içeri girerler. | Open Subtitles | اللاعبون لا يستخدمون بطاقات الدخول لأنهم يدخلون من مدخل اللاعبين |
Avcılar olabilir. Bazen Arnhem Land topraklarına giriyorlar. | Open Subtitles | ، قد يكون صياد يدخلون لتلك الأرض أحياناً |
Bu odaya girip çıkan kaç kişi var biliyor musunuz? | Open Subtitles | أتعرفين كم عدد الناس الذين يدخلون ويخرجون من هذا المكتب؟ |
Bu kulübeye giren ve çıkanları görüyorsun. Her gün aynı kişiler. | Open Subtitles | ترى الناس يدخلون ويخرجون من كشك هاتف.وشخص واحد تراة كل يوم |
- Rüzgârlık giyen heriflerin ofisine gelip "Bilgisayardan uzaklaşın" demesinden. | Open Subtitles | رجال يرتدون سترات واقية يدخلون مكتبك قائلين ابتعد عن الكمبيوتر |
- Gördüğünüz gibi yavru olanları kulaktan içeri giriyor ve beyin zarına yerleşiyor. | Open Subtitles | أترى، صغارهم يدخلون من الأذن و يلتفون بأنفسهم حول القشره المخية |
Bırakın biz beyazlar, birkaç dövüş hayranı olarak içeri girelim. | Open Subtitles | لم لا تدع البيض يدخلون , على هيئة حضور جماهيري |
Kamu oyuyla yıkanma vaktim geldi. Artık onları içeri alabiliriz. | Open Subtitles | حان الوقت للرأي العام ربما يجب أن تدعهم يدخلون أيضاً |
Bakın, bu gece içeri girmenizin tek yolu VIP şişe servisi. | Open Subtitles | أنظر، الأشخاص الوحيدون الذين يدخلون هُناك الليلة هم خدمة الحانات المهمة. |
Connecticut Bulvarı tüneline giriyorlar. Görüş alanımdan çıkıyorlar. Tekrar ediyorum: | Open Subtitles | إنهم يدخلون إلى طريق نفق "كونكتيكوت" إني أفقد الرؤية، أكرر: |
Pekala, Yarbay, şimdi atmosfere giriyorlar, birazdan ekranlarda gözükürler. | Open Subtitles | حسنا, عقيد أنهم يدخلون الغلاف الجوي الآن يجب أن يظهروا على الشاشات بشكل مؤقت |
O zaman mutfağa girip çıkan 60'ın üstünde insan vardı. | Open Subtitles | كان هناك أكثر من 60 شخص يدخلون ويخرجون الى المطبخ |
136. Cadde'deki elektronik mağazasına girip sabitlenmemiş ne varsa alıyorlardı. | Open Subtitles | رأيت اناس يدخلون ويخرجون من متجر الكترونيات على الشارع 136 |
Bu kulübeye giren ve çıkanları görüyorsun. Her gün aynı kişiler. | Open Subtitles | ترى الناس يدخلون ويخرجون من كشك هاتف.وشخص واحد تراة كل يوم |
Her an burada olabilir muhtemelen dolayısıyla neden o ve arkadaşları gelip ikimizin kafasına da arkadan kurşun sıkmadan konuşmaya başlamıyorsun? | Open Subtitles | ربما سيكون هنا في أي لحظة لذلك لماذا لا تبدأ الحديث قبل هو وأصدقاؤه يدخلون و يضعوا الرصاص في جماجمنا ؟ |
Aile dışında bu eve kaç kişi giriyor? | Open Subtitles | كم عدد الذين يدخلون إلى البيت ما عدا العائلةَ؟ |
Birlokantadaki garsonlar gibi dostlar hayatınıza girer ve sonra çıkarlar. | Open Subtitles | أصدقاء يدخلون ويخرجون من حياتك مثل مساعدي النادل في المطعم |
Eğer ülkeye geçmeye çalışan insanlara bakarsanız, terörist izleme listesindeki insanlara bakarsanız büyük bir çoğunlukla havalimanlarında giriş yapıyorlar, sınırdan değil. | TED | وإذا نظرت إلى من يحاولون دخول البلاد ممن هم على قائمة الإرهاب فهم يدخلون بصورة كبيرة من المطارات وليس من الحدود، |
Oh, lütfen, Tanrım, buraya girmelerine izin verme. | Open Subtitles | من فضلك يا إلهي، لا تدعهم يدخلون هنا. |
Birkaç çocuğun Lakeview'deki hayvanat bahçesine girdiğini gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت بعض الأولاد يدخلون إلى حديقة الحيوانات |
Bırak, ön kapıdan girsinler. | Open Subtitles | أغلق الباب دع الناس يدخلون من الباب الرئيسي |
Buraya sadece yetkili personel girebilir efendim. Kurallar böyle. | Open Subtitles | فقط المسموح لهم يدخلون يا سيدى هذه هى القواعد |
Ve panik meydana gelecek. Gizli Servis, S.W.A.T., kahrolası donanma vs. buraya içeri girecekler. | Open Subtitles | الجهاز الامنى و الفرق الخاصة و البحرية سوف يدخلون. |
Bu karede Ed Smith ve kırmızı gömlekli adamı dükkâna girerken görüyoruz. | Open Subtitles | هذا يظهر ايد سميث و صاحب القميص الأحمر يدخلون المتجر برفقة بعضهم البعض |