"يدخل السجن" - Translation from Arabic to Turkish

    • hapse girdiğini
        
    • hapse girmesine
        
    • hapse girmeden
        
    • hapse girmemiş
        
    • hapiste
        
    • hapishaneye
        
    • Hapse Giriyor
        
    • hapse girer
        
    • hapse gitmesine
        
    Senin hapse girdiğini görmek istemiyorum, ...kimsenin hapse girdiğini görmek istemiyorum. Open Subtitles لا أريد أن أراك، لا أريد أن أرى أي أحد يدخل السجن جراء هذا، يا رجل.
    Hayır, dinle. Benim, yani masum bir insanın, hapse girmesine göz yumdun. Open Subtitles لا , انتظر, انت تركت رجلاً بريئاً يدخل السجن
    Neyse ki finans danışmanım hapse girmeden yeterince para bıraktı. Open Subtitles لحسن حظي تمكن مدير اعمالي من جمع مبلغا من المال قبل ان يدخل السجن
    Kareli gömlek, çok gergin, belli ki daha önce hapse girmemiş. Open Subtitles قميصٌ منقش، متوتر للغاية، واضحٌ أنه لم يدخل السجن من قبل.
    Gerzek hapiste olmayı hak ediyor. Dükkan soymak hiç akıllıca değildi. Open Subtitles هذا الأحمق أستحق أن يدخل السجن سرقة المتجر كانت فكرة سيئة
    Ama asıl sebebi hapishaneye gitmek istemediğim içindi. Open Subtitles لكن الجزء الأكبر مني لم يرد أن يدخل السجن فحسب
    Bende "Ernest Kampa Gidiyor", "Ernest Hapse Giriyor" ve "Ciddi Olmanın Önemi" var, ki o sonuncusu büyük hayal kırıklığıydı. Open Subtitles وأحضرت أفلام "(إرنست) يذهب إلى المخيم" "إرنست) يدخل السجن"، و)... " ")المهم أن تكون (إرنست،) الذي كان فيلماً مخيباً للآمال.
    En azından bazılarının hapse girdiğini göreceğiz. Open Subtitles لكن على الأقل سوف نرى بعض منهم يدخل السجن.
    Chin bu sırrı o kadar uzun zamandır saklıyor ki amcasının hapse girdiğini görmektense onunla yaşamayı tercih ediyor. Open Subtitles (شين) كتمَ هذا السرّ لمدّة طويلة، و هو سيستمر بذلك على أن يرى عمّه يدخل السجن
    Ömür boyu hapse girmesine gönlüm razı olmadı. Open Subtitles ولم أحتمل رؤية يدخل السجن لبقية حياته
    Ama bu çocuğun hapse girmesine izin veremem. Open Subtitles لكني لا أستطيع ترك هذا الطفل يدخل السجن
    Onun hapse girmesine izin veremezsin. Rahatla, Loretta. Bugün ilk gün. Open Subtitles ـ لا يمكنك أن تدعه يدخل السجن ـ أهدئي يا (لوريتا)، أنه اليوم الأول
    hapse girmeden önce ağabeyim verdi. Open Subtitles أعطانـي إياه أخـي قبل أن يدخل السجن
    Babam hapse girmeden hemen önce bunu kamyonetinde bulmuştum. Open Subtitles -وجدت هذه مع أبى قبل أن يدخل السجن
    Karelik gömlek, çok gergin, belliki daha önce hapse girmemiş. Open Subtitles قميصٌ منقش، متوتر للغاية، واضحٌ أنه لم يدخل السجن من قبل.
    Vericom'da çalışıyor hiç hapse girmemiş. Open Subtitles نعم يعمل في "فيروكام" و لم يدخل السجن مطلقاً
    Ömrünün geri kalanını hapiste çürüyerek geçirmek zorunda kalsaydı gerçek şerefsizlik bu olurdu. Open Subtitles سوف يصبح من العيب ان يدخل السجن بقيه حياته
    Zaten babalarının hapishaneye girdiğini gördüler. Onların annelerini parmaklıklar arkasında... görmelerini gerçekten istiyor musun? Open Subtitles سبق أن رأوا أباهم يدخل السجن أتريدينهم أن يروا أمهم وراء القضبان؟
    Bende "Ernest Kampa Gidiyor", "Ernest Hapse Giriyor" ve "Ciddi Olmanın Önemi" var, ki o sonuncusu büyük hayal kırıklığıydı. Open Subtitles وأحضرت أفلام "(إرنست) يذهب إلى المخيم" "إرنست) يدخل السجن"، و)... " ")المهم أن تكون (إرنست،) الذي كان فيلماً مخيباً للآمال.
    Dinleyin babamı uyandırırsanız yüzüme okkalı bir yumruk atar eğer öyle yaparsa, bende sana okkalı bir yumruk atarım sonra babam beni öldürür ve hapse girer. Open Subtitles وإن فعل ذلك فسأضربكِ في وجهكِ وإن فعلت أنا ذلك فسيقتلني ثم يدخل السجن والآن، هل تريدين أن يدخل أبي السجن؟
    Kardeşimin aptalca bir şakadan dolayı hapse gitmesine izin veremem! Olmaz! Open Subtitles لن أدع أخى الصغير يدخل السجن بسبب خطأ تافه.إن هذا مستحيل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more