"يدربون" - Translation from Arabic to Turkish

    • eğitiyorlar
        
    • yetiştirirler
        
    • koçluk
        
    • eğitilir
        
    Bu Yerkes Primat Merkezi'nden bir video, şempanzeleri işbirliği yapmaları için eğitiyorlar. TED هذا فيديو قديم جدا من مركز يركس للرئيسيات حيث يدربون الشمبانزيات على التعاون.
    Senterfüjde çalışmaları için köpekleri eğitiyorlar. Open Subtitles إنهم يدربون الكلاب على تشغيل جهاز الطرد المركزي
    Küçük kızları, yaşlı adamlara zevk vermek için eğitiyorlar. Open Subtitles إنهم يدربون الفتيات الصغيرات فن إدخال البهجة على كبار السن من الرجال
    denizaltılara mayın yerleştiren yunusları yetiştirirler ve kafanı gövdenden ayırmak için... şirin tüylü hayvanları. Open Subtitles الذين يدربون الدلافين ليثبتوا القنابل في الغواصات و بعض الحيوانات الجميلة الأخرى لتفصل رأسك عن جسدك
    denizaltılara mayın yerleştiren yunusları yetiştirirler ve kafanı gövdenden ayırmak ıçın... şirin tüylü hayvanları. Open Subtitles والذين يدربون حيوانات الدولفين على لصق الالغام على الغواصات وحيوانات ذكيه ... ..
    Kiliseye gidiyorlar, küçük bir beyzbol liginde koçluk yapıyorlar. Open Subtitles يذهبون للكنيسة يدربون فرقا صغرى للبيسبول
    Oğullarımız asker olmaları için eğitilir. Kızlarımız ise lider olmaları için. Open Subtitles أبنائنا يدربون ليكونوا جنود بناتنا ، يدربوا ليكونوا قائدات
    Küçük çocuklarını İsa'nın askeri olmaları için eğitiyorlar. TED إنهم يدربون أطفالهم الصغار ليكونوا جنوداً ليسوع المسيح .
    Şimdi, emekli memurlar ve psikologlar yeni memurları eğitiyorlar. TED الآن ، الضباط القدامى والأخصايين النفسيين يدربون الضباط الجدد .
    Berbat yılanları eğitiyorlar! Open Subtitles و يدربون الثعابين البشعة على الرقص
    Yüzüne bakmaya utanıyorum. Cannes da köpekleri top toplamada eğitiyorlar. Open Subtitles -شعرت بحرج مواجهتك في ملاعب " كن " يدربون الكلاب على جلب الكرات.
    Yapay zekâya şunları yaptırabiliriz: öğrenciler mücadele ederken koçluk yapmak, uzmanlar koçluk yaparken koçluk yapmak Bu iki grubu zekice birbirine bağlamak. TED ويمكننا بناء الذكاء الاصطناعي للمساعدة في: تدريب المتعلمين وهم يكافحون، تدريب الخبراء وهم يدربون ولربط هاتين المجموعتين بطرق ذكية.
    Koçlar koçluk yapar, oyuncular da oynar. Open Subtitles المدربون يدربون واللاعبون يلعبون
    Yunkai'de yatak kölesi eğitilir, asker değil. Open Subtitles الـ(يانكايين) يدربون عبيد للفراش وليس جنود

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more