Joshua kişisel olarak Liberya sivil savaşı sırasında 10,000'den fazla insanı öldürdüğünü iddia ediyor. | TED | جوشوا يدعي أنه شخصياً قتل مايزيد عن 10 اَلاف شخص خلال الحرب الأهلية فى ليبريا |
Evet. Düşman tarafından bir bakıma saldırıya uğradığını iddia ediyor. | Open Subtitles | نعم، يدعي أنه تدخل بسبب سلوك عدواني من العدو |
Artı, haberleşme sistemlerini engellediğini iddia ediyor. | Open Subtitles | يدعي أنه يتعارض مع موجاتهم اللاسلكية لنُظام الإتصالات |
Bu dünyada kim hep biriyle birlikte olduğunu iddia edebilir? | Open Subtitles | من يستطيع بهذا العالم أن يدعي أنه كان بجانب كائن آخر من قبل |
Dedektif Lasky olduğunu söyleyen bir adam geldi elinde senin robot resmin vardı ve sorular sordu. | Open Subtitles | شخص يدعي أنه يدعى المحقق لاسكي جاء برسم يدوي |
Oswald ya da Oswald olduğunu iddia eden biri... | Open Subtitles | إذا تواجد أوزوالد أو شخص يدعي أنه أوزوالد |
Greyson muhtemelen, varsayımlara göre... yapay zeka üretecek... bir algoritma üretebileceğini iddia etti. | Open Subtitles | "جرايسون" يدعي أنه طور لوغاريتم والتي من المحتمل تجعل الذكاء الصناعي يتحرك ذاتيًا |
Üçüncü hatta birisi kendinin Richard Kimble olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | شخص ما بخط ثلاثة يدعي أنه ريتشارد كيمبل ـ من ؟ |
Bishop sabah odada olmadığını iddia ediyor. | Open Subtitles | أسقف يدعي أنه لم يكن في تلك الغرفة مؤتمر هذا الصباح. |
Onu serbest bırakmazsam, sizi öldürmelerini emrettiğini iddia ediyor. | Open Subtitles | إنه يدعي أنه أعطاهم الأمر بقتلك لو لم أتركه |
Uçabildiğini iddia ediyor ama elimde henüz bir kanıt yok. | Open Subtitles | , يدعي أنه يستطيع الطيران لكني لا أستطيع أن أؤكد ذلك |
Kürtajdan bahsediyorum. Başkan Boone,"Yaşam hakkını "savunduğunu iddia ediyor. Ama liderliği sırasında elle tutulur hiç bir girişimde bulunmadı. | Open Subtitles | أتكلم عن الإجهاض، الرئيس بون يدعي أنه مساند للحياة و لكن في إدارته لم يتم تحدي قضية الإجهاض |
Bir kadını kurtarmaya çalıştığını iddia ediyor ama onu kimin öldürmek istediğini söylemiyor. | Open Subtitles | يدعي أنه يريد إنقاذ الإمرأة لكنه يرفض منحنا أسم من طلب الضربة |
Çünkü Shen Yuan 2008'den sonra böyle agresif sorgulamalara tabi tutulmadığını iddia ediyor. | Open Subtitles | لأن شين يوان يدعي أنه لم يكن هناك مثل هذا الاستجواب العدواني بعد 2008 |
Müvekkilim annenin başka bir adam ile ilişkisi olduğunu iddia ediyor. | Open Subtitles | موكلي يدعي أنه تكلم معك عن علاقة غير شرعية بين والدتك ورجل آخر؟ |
Şöyle söyleyeyim, ben inanmıyorum ki bu odadaki herhangi bir kimse kendisinin "normal" olduğunu iddia edebilsin. | Open Subtitles | والآن دعوني أقول أنني لا أصدف أنه هناك أي شخص في هذه الغرفة يستطيع أن يدعي أنه |
Evet, İsa olduğunu söyleyen ve kaybolmuş 2 Alman turist arasında sandviç oldum. | Open Subtitles | أجل جلست بين رجل يدعي أنه عيسى وبين سائحين ألمانيين ضائعين تماماً. |
Şeytan olduğunu söyleyen biri varsa, o işi ciddiye almalısın. | Open Subtitles | أي شخص يدعي أنه الشيطـان، عليك أن تأخذ كلامه على محمل الجدّ. |
Ölüm olmadığını iddia eden biri için, işini biliyorsun. Kardeşini severim. | Open Subtitles | لشخص يدعي أنه ليس الموت بالتأكيد أنت تتخذ خطوة جيدة |
Greyson muhtemelen, varsayımlara göre yapay zeka üretecek bir algoritma üretebileceğini iddia etti. | Open Subtitles | "جرايسون" يدعي أنه طور لوغاريتم والتي من المحتمل تجعل الذكاء الصناعي يتحرك ذاتيًا |
Masum olduğunu söylüyor ama kayıtlarımıza göre hüküm giymemesine rağmen daha önce çok kez suç işlemiş. | Open Subtitles | يدعي أنه بريء لكن تظهر سجلاتنا أنه لم تتم إدانته مسبقاً لكن كان قريباً من عدة جرائم في الماضي |