"يذهبون إلى" - Translation from Arabic to Turkish

    • gidiyor
        
    • giderler
        
    • gidiyorlar
        
    • giden
        
    • gider
        
    • gidip
        
    • gidenler
        
    • hiçliğin ortasındaki
        
    Evet ama, onlar Torino'ya Verona'ya, Novara'ya, Bologna'ya gidiyor. Open Subtitles نعم ولكن يذهبون إلى تورينو ، فيرونا ، نوفارا
    Birlikte yer, birlikte antrenman yapar, duş alır, geneleve birlikte giderler. Open Subtitles إنهم يأكلون و يتدربون و يغتسلون و يروون النكات و يذهبون إلى بيوت الدعارة معاً
    Onlar eve gidiyorlar ama çocuklar evden alınmadan önce sosyal görevliler ofise dönmeli ve bulduklarını ortaya koymalılar. TED يذهبون إلى ذلك المنزل، لكن قبل أخذ الأطفال من عائلاتهم، يجب على الموظفين أن يعودوا إلى مكتب الرعاية ويعرضوا ما وجدوه.
    Taliban yönetimi altında okula giden kızların sayısı yüzleri buldu- unutmayın, yasaktı. TED تحت حكم طالبان، الفتيات الذين يذهبون إلى المدرسة يحصون بالمئات تذكروا ، كانت دراسة الفتيات غير قانونية
    Bazı insanlar beyzbol stadyumlarına maç izlemek için gider. Bense tasarım ilişkilerine bakmak için giderim. TED بعض الناس يذهبون إلى ملاعب البيس بول ليراقبوا المباراة أما أنا فأذهب لأرى علاقات التصاميم
    Çocuklarınız okula, üniversiteye gidecekler, gidip çoluk çocuğa karışacaklar ve gelip size torunlarınızı getirecekler. Bu sürede siz hâlen, enerji tasarruflu aynı ampulü kullanıyor olacaksınız. TED أطفالك قد يذهبون إلى المدرسة، يذهبون إلى الكلية، وينتقلون بعيداً ويحظون بأطفال، ويعودون، جالبين الأحفاد، وأنت لا زلت تملك نفس المصابيح التي توفر عليك الطاقة.
    Ölüme feryat figan gidenler ve ölüme sessiz sedasız gidenler. Open Subtitles أشخاص يذهبون إلى الموت يصرخون وأشخاص يذهبون إلى الموت بصمت
    Ee, erkek arkadaş var mı? Hayır. İyi işleri olan erkekler başka bir klübe gidiyor olmalılar. Open Subtitles لا، كل الشبان الذين يعملون عمل جيد يذهبون إلى نادي آخر
    Fakat neden Kraliyet ailesi okulu yerine bizim okulumuza gidiyor? Open Subtitles ولكن لماذا هؤلاء الأولاد يذهبون إلى المدرسة وهم من الأسرة الحاكمة
    Bir çok heteroseksüel insan eşcinsel partilerine gidiyor. Open Subtitles الكثير من المستقيمين يذهبون إلى حفلات المنحرفين
    Cehenneme bencil veya isyankar olduklar için gitmezler. Çok farklı bir sebepten giderler. Open Subtitles هم لا يذهبون إلى الجحيم لأنهم عديمو الأخلاق أو أنانيون
    O kötü yere giderler. Ölene kadar kanını içerler. Open Subtitles يذهبون إلى مكان متوحش ويفتحون لهم الباب ويشربون دماء الجثث.
    Ahlaksız arkadaşlarıyla beraber, işten sonra kendilerini uyuşturacak bir şeyler içmeye giderler. Open Subtitles إنه ورفاقه الفاسدين يذهبون إلى هناك بعد العمل ليشربوا حتى الثمالة
    Derslere gitmek yerine, mahkemelere gidiyorlar. TED يذهبون إلى جلسات المحاكمة بدلًا من الصفوف.
    Bir yerlere gidiyorlar, meydan okuyorlar, puan kazanıyorlar. TED يذهبون إلى أماكن ، يفعلون بعض التحديات و يكسبون نقاط
    Her zaman oraya gidiyorlar. Nehrin kıyısından tren geçidinin yanındaki yoldan Ghisolfa'nın çayırlarına. Open Subtitles أنهم جميعاً يذهبون إلى هناك بالقرب من المكان الذى يمر به القطار
    Ama aksine, iyi insanlar işe giden, evine dönen, çocuk yetiştiren, tv izleyen insanlardır. TED وفي المقابل، الأشخاص الجيدون هم أشخاص يذهبون إلى العمل ويعودون إلى المنزل ويربون أطفالهم ويشاهدون التلفاز.
    2046'ya giden herkesin amacı aynı. Open Subtitles كل الاشخاص الذين يذهبون إلى 2046 لهم نفس النية
    Evet, biliyorsunuz, yani, birçok insan kiliseye gider. TED الآن، كما تعلمون، أعني أن الكثير من الناس يذهبون إلى الكنيسة.
    Evde bir ceset vardır, sonra garaja gidip bir testere alarak bir kaç saat uğraştıktan sonra kurbanın başını keser. Open Subtitles ـ ولديهم جثة في البيت ويقومون بتقطيعها إرباً ـ لذا يذهبون إلى الجراج و يحضرون منشاراً ـ يستغرقون ساعات في نزع الرأس ..
    Ölüme feryat figan gidenler ve ölüme sessiz sedasız gidenler. Open Subtitles نوع يذهبون إلى الموت يصرخون والآخر يذهب إلى الموت بصمت
    Polisler hiçliğin ortasındaki çiftliğin altına üstüne getirip hiçbir şey bulamasınlar diye mi? Open Subtitles أجل، لكي يذهبون إلى مزرعة قديمةمتهالكةبعيداًعنالمدينة.. ولا يجدون شيئاً؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more