Hâlâ kiliseye gidiyor ama artık ıslık çalamıyor. | Open Subtitles | لا يزال يذهب للكنيسة ولكنه لم يعد يستطيع التصفير ابداً |
Her pazar kiliseye gidiyor.. Karısı ve torunları ona bayılıyor.. | Open Subtitles | يذهب للكنيسة كل يوم زوجته تحبه وكذلك أحفاده |
Vaazcı gibi konuşuyor çünkü her pazar kiliseye gidiyor. | Open Subtitles | إنهُ يتحدث كالواعظ، لأنهُ يذهب للكنيسة كلّ يوم أحد. |
Harris, kiliseye gider, okul-aile birliğinin yönetim kurulunda, kızının futbol takımının koçu, nadiren içer. | Open Subtitles | هاريس يذهب للكنيسة ضمن مجلس الطلاب و المدرسين يدرب فريق ابنته لكرة القدم نادرا ما يحتسي الخمر |
Fakir bir adam her gün kiliseye gider ve büyük bir azizin heykelinin önünde dua edip, yalvarır: | Open Subtitles | عن رجل فقير يذهب للكنيسة يوميا ويصلى كل يوميا ويتوسل الى تمثال القديس الكبير |
Biliyorsun, kiliseye gitmiyor. | Open Subtitles | تعلمين، انه لم يذهب للكنيسة. |
Eskiden kötü işler yaptığını söyledi bana fakat şimdi kiliseye gidiyor, içki ya da uyuşturucu almıyor. | Open Subtitles | أخبرني أنه كان يفعل أمور سيئة لكن الان يذهب للكنيسة ولا يشرب الخمر ولا المخدرات |
Hangi deli Noel arifesinde kiliseye gider? | Open Subtitles | من يذهب للكنيسة في أمسية العيد؟ |
kiliseye gider, herkese yardım eder. | Open Subtitles | إنه يذهب للكنيسة, إنه يساعد كل شخص |
Her gün kiliseye gider. | Open Subtitles | انه يذهب للكنيسة كل يوم |