"يرتجف" - Translation from Arabic to Turkish

    • titriyor
        
    • titriyordu
        
    • titreyen
        
    • titremeye
        
    • titrek
        
    • titrer
        
    • titreyecek
        
    • titriyorum
        
    30 yaşının üstünde ama şu anda gerçek anlamda bacakları titriyor. Open Subtitles إنه في الجانب الخطأ من ذوي ال30 عاماً وهو يرتجف حالياً
    Dediğin doğruysa neden sesin böyle titriyor? Open Subtitles إذا كان ما تقوله صحيحا , لماذا صوتك يرتجف إذن ؟
    Saat yüzünden her şey saat başı titriyor. Open Subtitles حسناً ، بسبب الساعة كل شي يرتجف مرة في الساعة
    Teknemiz yaklaştığında titriyordu, küçük kanosunun üzerinden geçeceği korkusu vardı. TED كان يرتجف عندما اقترب قاربنا، كان خائفاً أن يدهس قاربه الصغير.
    Bütün vücudum öyle çok titriyordu ki uzanmak zorunda kaldım. Open Subtitles جسمي بالكامل كان يرتجف كان عليّ ان استلقي
    Bana büyücü doktorlar tarafından söylenen elleri titreyen kadın, Foreman'a dokunacak ve onu yok edecekti. Open Subtitles في اشارة الى هذا المرأة مع يد يرتجف أن الأطباء السحرة قال سيتطرق فورمان وتدميره.
    Ve elbette ki, İlahi ayetleri alan Peygamber titremeye başladı. Open Subtitles والنبى الذى كان قد تلقى لتوه اول كلمات من ربه اصبح يرتجف و يرتعش
    Onların alayları onu bir alev gibi tutuşturdu. Bir titrek kavak gibi titredi. Open Subtitles سخريتهم آلمته لقد كان يرتجف كورق الشجر
    -Böyle günlerde ellerim titrer. Open Subtitles لا أعرف إن أياما مثل هذه تجعل رأسي يرتجف
    O tabiri her kullandığında kolu titriyor. Open Subtitles في كل مرة استخدم تلك العبارة، ذراعه كان يرتجف
    Herkes korkudan titriyor mu? Buffy, annen seni öldürecek. Open Subtitles أهناك أحد غيرى زحف خارجا و هو يرتجف ؟ ...أوه ، بافى
    Bakın ölümden nasıl da korkup, titriyor. Open Subtitles أنظر إليه يرتجف عندما رأ ى موته.
    Bak Gretch, elim gerçekten, gerçekten titriyor. - Suboxone'dan bir tane daha almalı mıyım? Open Subtitles غريتش" أنظري إلي ذراعي كيف يرتجف" "ألا تعتقدين أنني بحاجة لجرعة "سابوكسان
    Örtünün altında durmadan titriyor. Open Subtitles إنه لايزال يرتجف تحت الغطاء
    Bir dakika iyiydi, ve sonra yere düştü, titriyordu. Open Subtitles لقد كان بخير لدقيقة، ومن ثم سقط على الأرض تماماً، يرتجف.
    Deli gibiydi, terliyordu, midesi bulanıyordu, titriyordu. Open Subtitles لقد كان يهذي و يتعرق كثيرا فاقد للوعي يرتجف
    "El yordamıyla şehvetle titreyen dokunulmaya hasret bir ten." Open Subtitles الأيادي تلمس، تتحسس، الجلد يرتجف شهوة، تتوق للملامسة.
    Benimle konuşurken titreyen bir adam ve bir Rahip. Open Subtitles رجل يرتجف و هو يتحدث إليّ و القس
    "Harry karanlıkta titremeye devam etti, "bahçeye açılan kapıyı kavrıyordu, Open Subtitles وقف هاري يرتجف في الظلام ممسكا بالبوابة في الحديقة
    "Ve aşırı korku... "ne savaşır ne de uçar ama korkaklık gibi titrek terör de ölür." Open Subtitles "والخوف الشديد لا يمكن مكافحته كالذبابة ولكن كالجبان يرتجف مع الذعر ، ويموت"
    "O da, şaşkın ve titrer bir şekilde konuştu. Open Subtitles "لذا، إنه قال وهو يرتجف ومندهش،
    Japonya, ezilmeyi bekleyen bir böcek, ve Batı korkuyla titreyecek. Open Subtitles اليابان حشرة تنتظر من يسحقها و الغرب يرتجف من الرعب
    Heyecandan titriyorum. Open Subtitles جسمى يرتجف بإنتظار هذه اللحظة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more