Peki bu gerçekten yaratıcı şeylere ilişkin sezgimizi tatmin ediyor mu? | TED | لكن هل يرضي هذا فطرتنا لما هو إبداعي حقاً؟ |
Hiçbir kadın bir erkekle tam olarak tatmin olamaz. | Open Subtitles | ليس هنالك رجل يستطيع أن يرضي المرأة كلَيَاً |
Evet. Karınızı tatmin etmek için yardıma ihtiyacınız var gibi görünüyorsunuz. | Open Subtitles | تبدو كرجل يحتاج للمساعدة ..كي يرضي زوجته، لذا |
O yüzden temsilcilerin hâllerinden memnun. Ama sen bununla yetinemezsin. | Open Subtitles | وهذا ما يرضي وكلائك، لكن لا يمكنك السماح لذاتك |
Fikrin nasıl doğduğunu ya da kimi memnun etmek için alındığını tespit etmek zor. | Open Subtitles | من الصعب تحديد من أين نشأت فكرة التغيير بشكل دقيق أو من يحاول أن يرضي |
Seni memnun edecek herhangi bir şeyim olsa, severek verirdim. | Open Subtitles | ... ولكن إذا كان أي جزء مني يرضي حواسك... ... وأود أن تعطيه لك عن طيب خاطر. |
Kardinal silahşörleri açığa almakla tatmin olmadı, şimdi onları yakalaması gerekiyor, oturup bunun olmasını beklemeyeceğim. | Open Subtitles | الكاردينال لا يرضي بوقف الفرسان يجب أن يعتقلهم الآن أنا لن آقف بجانبة أذا حدث هذا. |
Yahudi düşmanı güdülerini tatmin etmeyi başardığından emin değil. | Open Subtitles | بما فيه الكفاية أن يرضي المعادون للساميّة قوّى دفع أغلبية العالم. |
...Ve bizim gibi sonunda bir tatmin... duygusuna ulaşıp, başarılı olma şansını yakalamak istiyorlar. | Open Subtitles | بعزيمة وسعادة الفوز الذي يرضي وينجز مايسطيعون |
Ancak bunun Eisenheim'ı tatmin etmeyeceğini biliyordum. | Open Subtitles | لكنني كنت أعرف أن ذلك لن يرضي أيزينهايم. |
Ama bunun Eisenheim'i tatmin etmeyeceğini biliyordum. | Open Subtitles | لكنني كنت أعرف أن ذلك لن يرضي أيزينهايم. |
Eski bir kurbanın sırrını mezara götürmek bu ihtiyacı tatmin ediyor. | Open Subtitles | بينما اخذ سر ضحية قديمة معه للقبر يرضي هذه الحاجة اكثر لماذا يمنحنا السر؟ |
Anlaşılan o ki, mantıklı bir insan bile sırf senin merakını tatmin etmek için isteği dışında komaya sokulmayı kabul ediyor. | Open Subtitles | و الشخص العاقل يمكنه بالطبع الموافقة على أن يكون في غيبوبة لكي يرضي فضولك |
Sanırım açıklamamı soruşturma için tatmin edici bulacaksınız. | Open Subtitles | كلا ، أعتقد أنّكَ ستجد أنّ تفسيري يرضي أيّ إستفسار |
Majestelerini de memnun edecek bir çözüm. | Open Subtitles | إنه حل من المفترض أن يرضي جلالته جداً |
"Tanrı'yı ve Majestelerini memnun edecekse ölmeye hazırım." | Open Subtitles | إذا كان ذلك يرضي الرب و جلالتك |
Pilatus'un memnun olmak için fazla zamanı kalmadı. | Open Subtitles | بايلوت" لم يعد مهماً" لأن يرضي أو لا يرضي |
Pilatus'un memnun olmak için fazla zamanı kalmadı. | Open Subtitles | بايلوت" لم يعد مهماً" لأن يرضي أو لا يرضي |
Bütün büyük sanat eserleri tanrıyı memnun ediyordur. | Open Subtitles | كل عمل فني عظيم.. هو عمل يرضي الله |
Babamın yaptığı hiçbir şey, o yaşlı adamı memnun etmezdi. | Open Subtitles | لا شيء مماقد فعله أبي قد يرضي ذلك المسن |
Kocam buna çok memnun oldu. | Open Subtitles | هذا يرضي زوجي إلى حد كبير |