"يرغبون في" - Translation from Arabic to Turkish

    • istiyorlar
        
    • isteyen
        
    • istedikleri
        
    • istemiyorlar
        
    • isteyenler var
        
    Bütün söylediklerinde haklısın bir tek şey hariç; "Elbette Sicilyalılar da gelişmek istiyorlar." Open Subtitles أنت محق في كل شيء ما عدا قولك إن الصقليين يرغبون في التطور
    Erkekler belli bir yaşa geldiğinde aniden farklı şeyler yapmak istiyorlar. Open Subtitles عندما يصل الرجال لعمر معين فجأة يرغبون في عمل شيء مختلف
    Çocuklarına hayatta en iyi şansı vermek istiyorlar. TED إنهم يرغبون في تقديم أفضل فرصة لابنائهم في الحياة
    Bu benim ilk turum ama ziyaret etmek isteyen bazı önemli kişiler olabilir. Open Subtitles هذه أول جولة لي لكني أظن قد نقابل أشخاصاَ هامين يرغبون في الزيارة
    Uzak mesafeli yolculukları paylaşmak isteyen sürücüleri ve yolcuları eşleştiren bir platform. TED وهي منصة حوسبة تربط السائقين والمسافرين الذين يرغبون في مشاركة الرحلات لمسافات طويلة معًا.
    Herkes sanki bu dünyada yapmayı en çok istedikleri şeylerin mesajını alarak buraya çekilmiş. Hey! Open Subtitles هذا غرييب أن يكون الجميع ارسلوا بالخطأ إلى هنا بواسطة أفضل شيء يرغبون في القيام به
    Asıl kurtulmak istedikleri şeyin farkında değil misin? Open Subtitles لذلك ما هو الشيء الوحيد الذين يرغبون في التخلص منه ؟
    Kuşlar tıka basa pirinç yedikten sonra başka bir şey yemek istemiyorlar. Open Subtitles من الرز ثم لا يرغبون في أكل أي شئ آخر مفيد لهم
    Chicago'da seninle konuşmak isteyenler var. Hadi canım. Open Subtitles الناس في شيكاغو، قد يرغبون في إجراء بعض الحديث معك
    Telif Hakları Uyumu masraflarını insanları amatörlerin yapabildiklerini sunma işini bıraktıracak noktaya kadar arttırmak istiyorlar. TED يرغبون في رفع كلفة الامتثال لحقوق الطبع والتوزيع إلى حد يجعل الناس بكل بساطة يتوقفون عن الأعمال التي تمكن الهواة منها.
    İşlerin nasıl yürüdüğünü anlamak istiyorlar ve bunu grup hâlinde yapmak istiyorlar, tıpkı topluluğa dersler sunmak için malzemelerimizi kullanan Washington D.C.'deki hackerlar gibi. TED يرغبون في معرفة كيفية عمل الأشياء، ويريدون أن يعملوها في مجموعات، مثل نادي القراصنة هذا في واشنطن، العاصمة، الذي يستخدم موادنا لتقديم دورات للمجتمع.
    37 toplumu kapsayan bir çalışmaya göre, dünyanın değişik yerlerinde insanlar, aşık oldukları insanla evlenmek istiyorlar. TED الناس حول العالم، في دراسة ل 37 مجتمع، يرغبون في أن يكونوا في حب من يتزوجون.
    Bunu yapmak istiyorlar ve yapabilirler de. TED بل يرغبون في الطيران بأنفسهم، ويمكنهم ذلك.
    Çoğu İngiltere'ye dilini bildikleri için gitmek istiyorlar, hayatlarına burada yeniden başlamanın daha kolay olacağını düşünüyorlar TED معظمهم يرغبون في الوصول إلى بريطانيا لأنهم يعرفون اللغة، ويجدون أنه من السهل بدء حياتهم من هناك.
    Kitlemiz, ona, ana akım medya tarafından önerilenden daha fazlasını isteyen insanlardan oluşuyor. TED جمهورنا يتكوّن من أُناسٍ يرغبون في أكثر مما هو معروضٌ عليهم عبر قنوات البث الموسيقية.
    Anlamıyorum, araziyi temizlemek için planın gerisinde kaldık diyorsun 12 tane çalışmak isteyen güçlü kuvvetli adam var. Open Subtitles لا أفهم ، أنت المسئول عن تنظيف ما بداخل الحقول ولديك 12 من الرجال الأصحاء الذين يرغبون في تولي الوظائف هم يريدون العمل
    İnsanlar bizimle olmak istedikleri için şikâyet ediyoruz. Open Subtitles أنتذمّر لأنّ هنالك أشخاصاً يرغبون في البقاء معنا؟
    Şimdi de tam istedikleri yerdeyim. Open Subtitles والآن قد أوصلوني للمكان الذي يرغبون في أن أكون فيه.
    Kimse onları görmek istemiyor. Onlar da kimseyi görmek istemiyorlar. TED لا نرغب في رؤيتهم، ولا يرغبون في رؤيتنا.
    Seninle konuşmak isteyenler var. Yılların hesabını vereceksin. Open Subtitles انا أعرف بعض الأشخاص الذين يرغبون في الحديث معك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more