Sanırım kimsenin böyle bir şey görmediğini söyleyebiliriz. | Open Subtitles | أعتقد بأني واثق أن أحداً لم يرى شيئاً كهذا من قبل |
Koç Harrod, bunca yıllık okul hayatında... böyle şey görmediğini söyledi. | Open Subtitles | المدرب (هاريس) قال خلال كل السنوات (التي كان مجنداً بها في (براينسيتون أنه لم يرى شيئاً كهذا |
Bay Lamont, hayatında böyle bir şey görmediğini söyledi. | Open Subtitles | السيد (لامونت) قال أنه لم يرى شيئاً كهذا من قبل |
Hiçbir şey görmedi. | Open Subtitles | لم يرى شيئاً نحن بأمان |
Daha hiçbir şey görmedi. | Open Subtitles | لم يرى شيئاً بعد |
Will oralardaymış ama bir şey görmemiş. | Open Subtitles | ويل كان بالمكان لكن لم يرى شيئاً |
Daha önce böyle bir şey görmemiş. | Open Subtitles | انة لم يرى شيئاً مثل ذلك من قبل |
İçinde bir ışık gördüğünü söylüyor. | Open Subtitles | لقد قال أنه يرى شيئاً في عينيك. |
Bayılınca bir şey görmediğini bilmem. | Open Subtitles | كوني أعرف أنه لم يرى شيئاً |
Tony hiçbir şey görmediğini söyledi. | Open Subtitles | قال (طوني) إنه لم يرى شيئاً |
Rüya içinde rüyada, hiçbir şey görmedi. Sadece bir ses duydu. | Open Subtitles | في حلم داخل حلمه لم يرى شيئاً |
Anthony bir şey görmedi. Rex harika bir köpekti. | Open Subtitles | (أنتوني) لم يرى شيئاً (ريكس) كان كلباً جيداً؟ |
Hiçbir şey görmedi. | Open Subtitles | لم يرى شيئاً |
Hiçbir şey görmedi. | Open Subtitles | لم يرى شيئاً. |
Ne yazık ki Mary öldürülürken bir şey görmemiş. | Open Subtitles | للأسف هو لم يرى شيئاً |
- Hiçbir şey. Hiçbir şey görmemiş. | Open Subtitles | لا شيء، لم يرى شيئاً |
İçimde bir ışık gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أنه يرى شيئاً في عينيّ. |