Müdürüm, David hala, önemli bir varlık olduğunu kanıtlamak istiyor. | Open Subtitles | المدير دافيد يريد أن يثبت أنه مازال ذو نفع كبير |
Aksine, sizi burada üstadımın emirleriyle tutuyorum ki kendisini Dünya'nın büyük savaşçılarına karşı kanıtlamak istiyor. | Open Subtitles | نوعا ما, أنا أحبسكم هنا بناءاَ على طلب سيدى. والذى يريد أن يثبت نفسه أمام محاربى الأرض العظماء. |
O geminin devriye olmadığını kanıtlamak istiyor. | Open Subtitles | إنّه يريد أن يثبت أنّ هذه السفينة ليست من خفر السواحل |
Katil, yanıldığımı kanıtlamak istiyor. | Open Subtitles | القاتل يريد أن يثبت أني مخطئ |
Katil, benim teorimin yanlış olduğunu kanıtlamak istiyor. | Open Subtitles | القاتل يريد أن يثبت أني مخطئ |
Sanki bir şeyler kanıtlamak istiyor gibi. | Open Subtitles | كرجل يريد أن يثبت شيئاً, |
Erkek olduğunu kanıtlamak istiyor. | Open Subtitles | يريد أن يثبت أنّه رجل. |