"يريد البقاء" - Translation from Arabic to Turkish

• kalmak istiyor
• kalmak istediğini
• kalmak ister
• olmak istiyor
• olmak istemiyor
• kalmak istedi
• olmak isteyen
• kalmak isteyen
• kalmak istemedi
• kalmak istemişti

Bence bir süre daha burada kalmak istiyor. Orada bir sürü eğrelti otu var. Neyse, ben zaten kararımı verdim.
اظن انه يريد البقاء هنا لبعض الوقت على كل حال, لقد اتخذت قراراً سوف نذهب غداً بمفردنا

Führer kalmak istiyor. Onu arkamızda bırakamayız.
الفوهرر يريد البقاء نحن لا نستطيع تركه، أليس كذلك؟

Führer kalmak istiyor. Onu arkamızda bırakamayız, değil mi?
الفوهرر يريد البقاء نحن لا نستطيع تركه، أليس كذلك؟

Yavaş ol amca. Onun kalmak istediğini sanmıyorum.
تمهل فى ذلك يا عمى أعتقد أنه لا يريد البقاء

Böyle şeyleri okuduktan sonra, kim burada kalmak ister ki?
و من يريد البقاء إن كان سيقرأ مثل هذا الشيء؟

Yani birkaç kere numaradan sikmiş olabilir tamam ama aslen benimle olmak istiyor.
أعني، قد يكون زيّف ذلك مرة أو مرتين ولكنّه يريد البقاء معي

Kimse burada olmak istemiyor ama yine de buradayız.
لا يوجد احد يريد البقاء هنا في هذا الوقت, والان, ها نحن.

Neye mal olursa olsun hayatta kalmak istiyor.
وجدت الجزء البدائي في الروح البشرية الذي يريد البقاء حياً، ولا يهم التكلفة

Hayatta kalmak istiyor, o halde ona... eve dönmeyi önerelim.
حسنا,هو يريد البقاء لذا... نقترح بإعادته لعالمه

O daha çocuk. Söylediğin şeyler yüzünden kalmak istiyor.
انه فتى وما قلته جعله يريد البقاء

Babam Elena'nın yanında kalmak istiyor.
والدي يريد البقاء على مقربة من إيلينا

Bence o da burada kalmak istiyor.
اظن انه يريد البقاء هنا

Doktor Raglan karınla yalnız kalmak istiyor.
الدكتور (راجلان) يريد البقاء وحده مع زوجتك

Bir parçanın hala burada kalmak istediğini biliyorum.
أعلم بأن جزءاً منكَ مازال يريد البقاء هنا

Sekiz yaşındayken, sosyal görevli ona sizinle mi kalmak istediğini yoksa evlatlık mı verilmek istediğini sormuş.
عندما كان في الثامنة، طلبت منه عاملة إجتماعية إن كان يريد البقاء معك أو التبني

O kadar mahvolmuş bir eyalette kim kalmak ister ki?
من الذي يريد البقاء في هذه المقاطعة المفلسة

Hareket halinde olmak istiyor. Hidra için bu gece harekete geçeceğiz. Yolumuza hiçbir şey çıkmayacak.
يريد البقاء متحرّكاً، علينا أن نأخذ "الهيدرا" هذه الليلة، ولا شيء يمكن أن يعترض طريقنا

Senin sorunun herkese karşı kötü davranman. Kimse seninle olmak istemiyor.
لذلك لا أحد يريد البقاء معك

Gittim ama o biraz daha kalmak istedi.
فعلت بالواقع , لكنه لا يريد البقاء هناك لفترة اطول

Benle olmak isteyen biriyle hiç zaman geçirmedim.
لم أكن تمضية الوقت للعثور على شخص يريد البقاء معي

kalmak isteyen kalacak! Kalanlar dövüşecek!
من يريد البقاء فليبق الشرطة ستذهب

Kimse seninle kalmak istemedi, o yüzden tek kişilik odadasın.
لا أحد يريد البقاء معكِ ، لذا أنتِ بمفردك

Tekneden yaka paça atılarak, buraya gönderildi. Birliğinde kalmak istemişti.
-انه يريد البقاء مع وحدته