"يريني" - Translation from Arabic to Turkish

• göstermek
• gösteriyordu
• gösterecek
• gösterebilir
• göstermesini
• gösteriyor
• gösterirdi
• göstersin
• göstermeye
• gösterecekti
• gösterdi
• göstermedi

İlk önce Howard'a köy resifini eskiden olduğu gibi göstermek istedim.
أولا أردت هاوارد أن يريني شعبة القرية المرجانية كما هي كانت

Bir dosya üstünde çalıştığını ve bana bir şey göstermek istediğini söylemiş.
قال أنّه كان يعمل على قضية ووجد شيئاً يريد أن يريني إياه.

ve- ve biz de muhabbet ediyorduk, takılıyorduk, bilirsin, bana gitarda bazı şeyler gösteriyordu,
و كنا نتحدث و نتسكع و كان يريني بعض الامور , على الجيتار

Her gün gösterecek yeni bir şeylerle bana gelirdi.
كان يأتي إلي يوميا يحمل شيئا يريني إياه.

Acaba birisi bana kredi kartını gösterebilir mi?
من فضلكم هل يمكن لأحد أن يريني بعض البطاقات الائتمانية

Partnerimin bana güzelliğimi göstermesini beklediğim ilişkilerim oldu.
دخلت في علاقاتي، متوقعة من زميلي أن يريني جمالي

Doktoruma söylediğimde bana torununun çizimlerini gösteriyor.
كل مرة أخبر الطبيب ذلك يريني رسومات أحفاده

Her pazar ayini sonrasında babam elimden tutar ve çaktığı çivileri gösterirdi.
‏‏وكل يوم أحد، بعد القداس، ‏كان يأخذني أبي من يدي،‏ ‏وكان يريني المسامير التي دقها. ‏

Birisi bana gelip göstermek isterse ne zaman olursa burada saygıyla bekliyor olacağım.
إذا اراد أي شخص القدوم وأن يريني سأكون منتظراً هنا في أي وقت

Ayrıca bana eski bebeklik kıyafetlerini göstermek istedi.
و أراد كذلك أن يريني بعض ملابسـه القديمة حين كـان رضيعـا

Shin Woo ağabey bana Busan'ı göstermek ve yılan balığı ısmarlamak istiyor.
يريد أن يريني بوســان ويشتري أنقليس الوحـل

Antika silahların koleksiyonunu yapıyor. - En sevdiğini bana gösteriyordu. - Tanrım!
لقد قلت لك، إنه يجمع هذه التحف و كان يريني

Dişlerimin temizliğine hep hayrandı ve geçen sefer oradayken bana aletleri sterilize ettikleri makineleri gösteriyordu ve çıkma teklif etti.
لقد كان دائما معجبا بنطافة فمي و آخر مرة كنت فيها هناك كان يريني الآلات التي يستخدمونها لتعقيم أدواتهم

Bu çok heyecan verici. -Bana bekar evini gösteriyordu her şey deri ve müzikti.
كان يريني شقة عازبة، بالجلد والموسيقى

Video kaydından birşeyler çıkarabilecek bir fotoğraf teknisyenine ulaştım, bu sabah birşeyler gösterecek bana.
لقد حصلت على واحدة من الصور الليلية لكاميرا المراقبة, ليمكنه أن يريني شيئاً هذا الصباح.

Yol gösterecek birini ihtiyacım var. İlgini çeker mi?
أحتاج لثمّة من يريني المكان، هل أنت مهتم؟

Biri partiye nasıl döneceğimi gösterebilir mi?
هل بإمكان أحدكم أن يريني طريق العودة إلى مكان الإحتقال

Cep telefonuna, onun cep telefonunu bulmasını ve nerede olduğunu göstermesini söyledim.
أخبرت هاتفكِ أن يجد هاتفها و يريني مكانها أخبرت الهاتف

Turuncunun sana yakıştığını düşünüyor olman aklı başında bir insan olmadığını gösteriyor.
حقيقة أنكِ تظنين أنكِ تبدينفاتنةفي اللونالبرتقالي.. يريني أنني لا أتعامل مع شخص عقلاني

Camelot'tayken, öğretmenim bana Kutsal Kâse'nin resimlerini gösterirdi.
اعتاد مدرّسي في "كاميلوت" أنْ يريني لوحات للكأس المقدّسة

Örneğin bir pil arayıp da bulamadığım zaman, zeki bir biçimde bana pilin yerini göstersin.
و عندما , على سبيل المثال , عندما ابحث عن البطارية التي لا استطيع ايجادها بطريقة بارعة , سوف يريني اين هي هذ البطارية

Bana söylemezdi. göstermeye utanıyor sanıyordum.
رفض أن يخبرني فكرت أنه يخجل أن يريني إياه

..salonda beş dakika beklersem bana ne olduğunu gösterecekti.
وأنني إذا انتظرته في قاعة الانتظار فسوف يريني إياها

Sonra savcı hücreme geldi ve bana o polisin resmini gösterdi.
و من ثم يأتي المدعي العام إلى زنزانتي و يريني الصورة التي لدي

Açıkçası, kimse bana erkek olmanın ne demek olduğunu senin kadar göstermedi.
وبصراحة, لم يريني أحد غيرك بقدر ما أريتني كيف أن أكون رجلاً