"يرَ" - Translation from Arabic to Turkish

• görmedi
• görmemiş
• gören
• görmediğini
• göremedi
• görmüyor
• görmemişti
• görmüş
• görmediği
• görmezse
• görmemiştir
• görmez

Kimse birşey görmedi. Tek kelime etmeyin,tamam mı?
لم يرَ أحد شيئاَ لذا أبقوا فمكم مطبقاً؛ مفهوم؟

Bu genç adam hayatında yürüyen ve konuşan makina görmedi.
حتى هذا الأسبوع، ذلك اليافع ربما لم يرَ آلة قطّ، ناهيك أن المرء يسير ويتحدث.

Oraya bakan yüzlerce daire var ancak kimse bir şey görmemiş.
أقصد، هناك المئات من الشقق تُطلّ عليه، ولمْ يرَ أحدٌ شيئاً.

Kimse bir şey görmemiş ya da duymamış. Güzel bir başlangıç oldu.
لم يرَ أحدٌ أي شيء، لم يسمع أحدٌ أي شيء انطلاقة مبشرة

Bu kişinin buraya girdiğini gören olmadı.
لم يرَ أحد هذا الرجل يدخل البيت من المفترض أنه في باريس

Tekneci, hiçbir şey görmediğini söyledi.
فقاما برميها في الماء و هربا على عجل، قال حارس البحيرة أنه لم يرَ أي شئ

Aslında, kayıttalar, ama daha kimse çekilenleri göremedi.
بلى، ولكن أحداً لم يرَ أيّاً من الأشرطة المصوّرة

Kimse birşey görmedi. Tek kelime etmeyin, tamam mı?
لم يرَ أحد شيئاَ لذا أبقوا فمكم مطبقاً؛ مفهوم؟

Bir resim galerisine girmek istediyse de henüz hiç kimse onun çalışmalarını görmedi.
حاولت إنشاء معرض، لكن أحداً لم يرَ شيئاً من أعمالها

Biz ve birkaç vampir dışında, kimse tabancayı görmedi.
, أنظرا , ماعدا نحن و مجموعة من مصاصي الدماء لم يرَ أحد المسدس

Kimse koyun arka tarafında ne yapıldığnı görmedi ve bu yüzden buna son vermek için insanlara göstermek zorundayız.
لم يرَ أيّ شخص ما يحدث هناك بالخلف ولذا فإن الوسيلة لإيقافه هي بكشفه

"Allah biz siyahlara hayallerden başka bir şey vermeyi uygun görmemiş olmalı.
يبدو أن الرب لم يرَ أنه من المناسب منح الرجل الأسود شيئًا سوى الأحلام

Kimse kimin yaptığını görmemiş. Ama bütün çocuklar ne olduğunu biliyor.
لم يرَ أحدٌ من فعل ذلك لكن كل الأطفال علموا بأن ذلك حدث

Yıllardır güneş ışığı görmemiş olmalı.
على الأرجح أنّه لم يرَ ضوء الشّمس منذ سنوات.

Şu ana kadar uçak gören yok, ama siz gördüyseniz lütfen bildirin. Tamam.
لم يرَ أحد آخر طائرة ولكن إن رأيتم فاتصلوا بي رجاءً، حوّل

Komutanın YP'sinin sarı bölgeye geçtiğini gören olmamış.
لم يرَ أحدٌ أبداً طاقة القائد تصل إلى منطقة اللون الأصفر

Yargıç benden daha yavaş ilerleyen birini görmediğini söylüyor.
القاضي يقول أنه لم يرَ أحداً ابطأ تقدماً مني

Bu filmi çekmek onun hayaliydi ve.. ..galasını bile göremedi.
حلمه الوحيد هو صنع فيلم , و هو حتى لم يرَ حفلة افتتاح الفيلم

Kendini öyle görmüyor da olsa, kesinlikle bir dahi idi.
‫كان قطعا نابغة رغم أنه لم يرَ نفسه كذلك مطلقًا

Bak! Babam, annemi seneler önce terk ettiğinden beri görmemişti.
انظري, أبي لم يرَ أُمي منذ سنوات مُنذ هجرها

O adamın adı her neyse kimse ne bir şey görmüş ne de duymuş.
ولم يرَ أحد أو يسمع شيئًا عن ذاك الذي أيًّا يكُن اسمه.

Yakında bu galaksi bizim kuşaklarımızın hiç görmediği bir savaşa girecek.
وسرعان ما ستتورط هذه المجرة في حرب لم يرَ جيلنا لها مثيلا

Evet, eğer insanlar yüzünü görmezse ne kadar çirkin olduğunu bilemezler.
أجل، إن لم يرَ الناس وجهك لن يعرفوا كم أنت بشع حقاً؟

Pek sınıf yüzü görmemiştir büyük ihtimalle.
أجل، على الأرجح أنّه لم يرَ داخل العديد من الصفوف

Sayın Başkan, istediğiniz şekilde yazabilirsiniz. Kamerayı iki santim yukarı kaydırırız, kimse parmaklarınızı görmez.
سيّدي الرئيس، يُمكنك طباعة ما تشاء، سنرفع الكاميرا فقط حتى لا يرَ أحد أصابعك.