Burada ise, çiftçilerin yetiştirdiği ıvır zıvırla dolu. | Open Subtitles | هذا لقد كان حفنة من الأشياء يزرعها المزارعون |
Bebeğim, her Noel babamın yetiştirdiği ağaçları kullanırız. | Open Subtitles | عزيزى كل عيد ميلاد نحنُ نستخدم شجرة يزرعها أبى |
Büyükbabanın yetiştirdiği havuç ve brokoliden ister misin? | Open Subtitles | أتريد بعض من الجزر أو القرنبيط التي يزرعها جدك؟ |
İnsanların yetiştirdiği şeyler, insanların yaptığı şeyler insanların yağmalayıp getirdiği şeyler. | Open Subtitles | ثمّة أصناف يزرعها الناس وأصناف يصنعونها |