Bu inanılmaz derecede nadir galaksinin oluşumuna ilişkin yapılacak araştırmalar evrenin nasıl işlediğine dair bize yeni ipuçları sağlayabilir. | TED | المزيد من الأبحاث عن كيفية تَكَوُّن هذه المجرات النادرة قد يزودنا بأدلة جديدة عن طريقة عمل الكون. |
Esas nokta soruları formülleştirmektir, böylece cevap ne olursa olsun bize yararlı bir bilgi sağlayacaktır. | TED | مفتاح الحل تكمن في أن نصوغ الأسئلة بحذر بحيث يزودنا كل سؤال بمعلومة مفيدة |
bize bilgi sağlayan bir köstebek var. | Open Subtitles | لدينا جاسوس في الحكومة يزودنا بالمعلومات |
Filmin daha ilk sahnesi bazı bağlantıları bize verir. | Open Subtitles | مباشرة، المشهد الأول في الفيلم يزودنا بالاحداثيات والانساق |
Nate sağlam kaynaklar bulmuş, bize her kalite mal getiriyordu | Open Subtitles | نشأ نيت على أَن يكون مصدر ثمين يزودنا بأي كمية من القذارة التي نريدها طالما هو يحصل على نصيبه |
bize numarasini vermesi iyi olmus. Bir toplanti ayarlayalim. | Open Subtitles | جميل منه أن يزودنا برقمه لنرتب اجتماعاً صغيراً |
bize numarasını vermesi iyi olmuş. Bir toplantı ayarlayalım. | Open Subtitles | جميل منه أن يزودنا برقمه لنرتب اجتماعاً صغيراً |
Laboratuvar bize tamamlanmış hayvanları veriyor, biz de insanlara gösteriyoruz. | Open Subtitles | يزودنا المختبر بالحيوانات النهائية، ونحن نعرضهم على الجمهور. |
Kocam,kendimizi korumamız için bize, silah ve mermi sağlıyordu. | Open Subtitles | زوجي كان يزودنا بالأسلحة والذخيرة لنسلّح أنفسنا وندافع عن هذا المعسكر |
Tekrar bağlanmak bize fotoğraflar hakkında daha fazla bilgi verebilir. | Open Subtitles | القيام بالغرز مجددا لابد ان يزودنا بمزيد من المعلومات حول الصور |
Hendekleri yakıt ile doldurabiliriz. Bay Killian bize yardımcı olabilir. | Open Subtitles | ربما نملؤ الجدران بالوقود بالطبع السيد " كيلي " سوف يزودنا بها |
Zotkin bize elçilikten bilgi sızdırıyordu. | Open Subtitles | زوتكين كان يزودنا بمعلومات من سفارته |
Vatikan Papazlar Meclisi'nden başpapaz Valachi de Sanguinem Kutsalı'nı bize ödünç vermeyi uygun gördü. | Open Subtitles | الكاردينال "فالاتشي" من رهبان الفاتيكان وافق أيضًا على أن يزودنا بـ سانجينم سانكتورم |
Geçmişindeki bir şey bize ipucu sağlayabilir. | Open Subtitles | شيء في ماضيك ربما يزودنا بلمحة |
Sadece bize mal satmayarak değil toplantıya gelmeyerek de bize yeterince saygısızlık ediyor. | Open Subtitles | "ليس فقط أنه لا يزودنا بالمخدرات،" "لكنه لا يحترمنا كفاية ليتواجد هنا." |
Babamı ararım, bize biraz borç verir. Mümkün değil, babandan para almam. | Open Subtitles | وسوف يزودنا بالمال |
Tanrının bize verdikleri, bildiğimiz şeyler değil. | Open Subtitles | (لويس ) الأدوات التي يزودنا بها الله لا يمكن تميزها دوماً |
Louis, bazen Tanrının bize verdiği araçlar her zaman fark ettiğimiz araçlar değildir veya bu araçlar... | Open Subtitles | (لويس ) الأدوات التي يزودنا بها الله لا يمكن تميزها دوماً |
Böylece Killian'ın örgütünde çalışıp bize bilgi aktarabilirdi. | Open Subtitles | ويواصل عمله في منظمة (كيليان) حتى يزودنا بمعلومات أكثر |
O zaman bize at sağlayabilir. | Open Subtitles | يمكن أن يزودنا بالخيل إذاً |