Son vakasında haklı olduğunu söylemenin ona yardım etmekle bir alakası yok. | Open Subtitles | إخباره أنه كان على حق في الحالة الأخيرة لن يساعده في شئ |
Son vakasında haklı olduğunu söylemenin ona yardım etmekle bir alakası yok. | Open Subtitles | إخباره أنه كان على حق في الحالة الأخيرة لن يساعده في شئ |
Bir varlığı yapay teknoloji kullanarak başka yükselmiş birinin yardımı olmadan yükselmeye ulaştırmak. | Open Subtitles | نساعد إنساناً على الارتقاء باستعمال التكنولوجيا.. بدلاً من أن يساعده كائن ارتقى |
Rainbird haklı. O bitmiş ve zamanın faydası yok. | Open Subtitles | رينبيرد كان محقا هو فقده والوقت لن يساعده |
Teal'c ikinizden de daha iyi durumda. Ortak yaşamı ona yardım ediyor. | Open Subtitles | حالة تيلك أفضل قليلا السيمبيوت خاصته يساعده قليلا |
Ama ona yardımcı olmaz veya bu durumu hafifletmez. | Open Subtitles | لكن هذا لن يساعده الآن أو يهون الأمر عليه |
Küçük FYI, kuzenin dosyalama işine yardım edecek birini arıyor. | Open Subtitles | فقط للعلم. ابن عمك يبحث عن شخص يمكن أن يساعده |
Yasal olduğu sürece, ona yardım için her şeye açıktım. | Open Subtitles | طالما هو قانوني، أنا كنت منفتح إلى أيّ شئ يساعده. |
Birinin ona yardım etmesi gerekiyordu ve yardım eden yine ben oldum. | Open Subtitles | كان على أحد أن يساعده في ذلك الوقت، أيضا، وكان ذلك أنا. |
Hayır, zaten şu an ciddi ciddi yanıyor. Biri ona yardım edebilir mi? | Open Subtitles | كلا ، حرفيا هو مشتعل الأن هل يمكن أن يساعده أحد رجاءاً ؟ |
Sindirimine yardımı oluyormuş. Rahatla. İyidir. | Open Subtitles | يقول أنه يساعده على الهضم اهدأي، الأمر يسير جيداً |
Kimsenin yardımı olmadan yetiştirmen gereken 4 yaşında bir oğlun var, tabii bir mucize olur da o geri dönmeye karar verir ve bir baba gibi davranmaya başlarsa başka... | Open Subtitles | لديك فتى في الرابعة ولا أحد يساعده , مالم تحصل معجزة و يقرر وسيعود الى أبيه |
İlk başta saldırı terapisinin yardımı olacağını söylediler. | Open Subtitles | في البداية ،، قالوا بأن العلاج وحده لا يساعده. |
Arıtma sistemindeki suyun ona faydası olup olmadığı henüz belli değil. | Open Subtitles | سواء الماء الغير الملوّث من مياه المجاري النظام يساعده حتى في كل غير واضح. |
Çelik yelek giyiyordu, ama faydası olmadı. 3 değişik silahtan 39 değişik kanıt var olay mahallinde. | Open Subtitles | وُجد مرتدياً سترة واقية ولكنّ ذلك لم يساعده وُجدت 39 رصاصة فارغة من 3 أسلحة مختلفة |
Trapper sahadan çıkmasına yardım ediyor. Omzu çıkmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | ترابر يساعده ليخرج من الملعب وكأن كتفه قد انخلع |
Evet. Her zaman için bir tane cinayetleri işlemesine yardım ediyor cesetlerden kurtulmak, kanıtları yok etmek için. | Open Subtitles | واحد يساعده في تنفيذ عمليات القتل، والتخلص من الجثث، والقضاء على الأدلة |
Kuyruksuz kartal'ın tuhaf ve eşsiz yapısı, yiyecek bulmasında ona yardımcı olur. | Open Subtitles | العقاب المصفق لديه شكل فريد وغريب الذى يساعده بالعثور على الطعام |
Müzik dinlemek bazen ona yardımcı oluyor. | Open Subtitles | أحياناً ما يساعده الإستماع إلى الموسيقى. |
Sosyal hizmetlere inip başvuru yapmasına yardım edecek birisine ihtiyacı vardı. | TED | يحتاج من يساعده للوصول إلى مكتب الشؤون الاجتماعية وتقديم طلب. |
Biri ona yardım etsin. | Open Subtitles | هل من أحد يساعده ؟ |
O boğulurken hiçbiri yardım etmedi. | Open Subtitles | عندما كان الفتى يختنق لم يساعده أحد |
Baba yardım etmiyor ve bom! | Open Subtitles | وأباه لم يساعده فأطلق النار عليه |
Vincent ona yardım ediyordu. | Open Subtitles | ان يبني أشياء فنسنت كان يساعده |
Tüm bedeni 100 kilodan daha hafif, bu da zahmetsizce uzun mesafeler kat edebilmesine yardımcı oluyor. | Open Subtitles | جسمه كله يزن اقل من 100 كيلوجرام وهذا ما يساعده على الانزلاق لمسافات هائلة |