Şu sıralar oyunu şöyle uyarlıyoruz, yeni bir oyuncu bir ev tasarladığında otomatik olarak ihtiyacı olan birinin evine katkıda bulunuyor. | TED | نحن حالياً نلائم لعبتنا بحيث عندما يقوم اللاعبون ببناء منزل، فإنهم يساهمون في بناء منزل لشخص محتاج. |
Yeni gelen göçmenlerle büyüyoruz. Herkes kendince katkıda bulundu. | Open Subtitles | ومن ثم كل هؤلاء المهاجرون وما يساهمون به |
Ama en azından katkıda bulunabilirsin... işi oluruna bırak. | Open Subtitles | قد لا يكون لدى الجميع هدف ولكنهم يساهمون على الأقل ويتحملون مسؤولية انفسهم |
Şehrin vergi gelirlerine çok az katkıları var. | Open Subtitles | لا يساهمون كثيرا في ضرائب المدينة |
Lost'un dünya çapında fenomen olmasında katkıları büyük. | Open Subtitles | يساهمون في جعل (التائهون) ظاهرة عالمية |
Bütün bu insanlar Amerika'nın ekonomik büyüklüğüne katkıda bulunuyor. | Open Subtitles | كل هؤلاء .. يساهمون في العظمة الإقتصادية للولايات المتحدة |
Hedeftekiler olarak endüstriyel teknolojik sistemlere katkıda bulunan insanlarız. | Open Subtitles | الأهداف هي الأشخاص الذين يساهمون في الأنظمة التكنولوجية الصناعية |
İŞİD seven Suudi kardeşler losava'ya katkıda bulunuyorsa... | Open Subtitles | اذا كان رجال الدولة الأسلامية يحبون الأخوة السعوديين سوف يساهمون مع ايسانوفا |
Olay ne kadar üzücü olsa da, İslamiyet'i suçlayamayız ya da ülkemizdeki barış isteyen, topluma katkıda bulunan Amerikalılarla aynı hayallere sahip olan milyonlarca Müslümanı da. | Open Subtitles | مهما كان الوضع مأساوياً لا يمكن أن نلوم الإسلام كافة أو الملايين من المسلمين في أمتنا الذين يتوقون للسلام والذين يساهمون لمجتمعنا |
(Kahkaha) O da şöyle cevapladı, "Senin eğitimini ödemek için katkıda bulunuyorlar, başarılı olmanı ve bir gün geri dönüp, köy halkının yaşam kalitesini iyileştirmeni umut ediyorlar." | TED | (ضحك) هي فقط أجابت هم يساهمون ليدفعوا لتعليمك آملين أنك ستكون ناجحاً وستعود يوماً وتساعدهم في تحسين جودة الحياة في المجتمع" |
--dünya çapında dörbuçuk milyon kullanıcı, bilgisayarları çalışmadığı zamanlarda, arta kalan bilgisayar çevrimini bir ekran koruyucu çalıştırmak süretiyle katkıda bulunuyorlar, ve NASA'nın radyo teleskoplarından gelen veri analizi için bulundurduğu devasa bir süper bilgisayar yaratmak için kaynaklarını paylaşıyorlar. | TED | -- أربعة ونصف مليون مستخدم حول العالم، يساهمون بما تبقى من دورات حواسيبهم، في أي وقت لا تعمل حواسيبهم، بتشغيل حافظة الشاشة، ويتقاسمون سوياً الموارد لتكوين حاسوب ضخم هائل تستخدمه وكالة ناسا لتحليل البيانات الواردة من التلسكوبات اللاسلكية. |
liberaller ve konservatifler her ikisi de katkıda bulunacakları bir şeylere sahiptirler, böylelikle değişime karşı stabilite üzerine bir denge oluştururlar-- böylelikle, moral matriksin dışına çıkan yolun açılacağını düşünüyorum. | TED | أن كل من الليبراليين والمحافظين لهم شيئاً ما يساهمون به , فإنهم يشكلون توازن بين التغيير مقابل الإستقرار -- فأنا أعتقد أن الطريق مفتوح للخروج من المصفوفة الأخلاقية . |