Bence herkes nikotinin Bağımlılık yapmadığına inanıyor. | Open Subtitles | أعتقد أن كل واحد منكم يؤمن أن النيكوتين لا يسبب الإدمان |
... yaptıkları açıklamaların aksine tütünde bulunan nikotinin Bağımlılık yaptığını uzun süredir biliyorlardı. | Open Subtitles | وكانوا لوقت طويل يعرفون أن النيكوتين في التبغ يسبب الإدمان عكس تصريحاتهم الرسمية والتي تقول عكس هذا |
Nikotinin Bağımlılık yapmadığını söyleyemezsin artık. | Open Subtitles | الآن لا يمكنك أن تقول لي إن التبغ لا يسبب الإدمان |
Yüksek derecede Bağımlılık yapan bir uyuşturucu olmasına rağmen eroin ya da kokain gibi bir sokak uyuşturucu değildir. | Open Subtitles | إنه يسبب الإدمان ، لكن ليس مثل مخدرات الشوارع الأخرى ، الهروين والكوكايين |
Evet. Bağımlılık yapıcı olduğundan denetim altında. Yani yedeği yok. | Open Subtitles | و هو يسبب الإدمان الشديد لذا هو مراقب و لا يوجد بديل له |
Hiçbir madde, hiçbir uyuşturucu kendi başına Bağımlılık yapmadığı gibi hiçbir davranış şekli de Bağımlılık yaratmaz. | Open Subtitles | لرأينا أنه لايوجد شيء يسبب الأدمان في ذاته. لا توجد أي مادة، ولا عقار يسبب الإدمان في ذاته |
Ve kabul ediyorum, bir dahinin annesi olmak Bağımlılık yaptı. | Open Subtitles | وأنا أعترف, .... كونك أم لـ .عبقري شيء يسبب الإدمان |
Hapların Bağımlılık yaptığına dair hiçbir araştırma yok. | Open Subtitles | ليس هناك من دراسات أثبتت أن تناولها يسبب الإدمان عليها |
Orta düzeyde Bağımlılık yaratır, eroin ile kafein arasında bir yerde. | Open Subtitles | إنه يسبب الإدمان بشدة, شيء ما بين الهيروين و الكافيين. |
Uyuşturucuyla mücadele çok kolay Bağımlılık yaratan kokain üzerinde... | Open Subtitles | الحرب على المخدرات تركز على الكوكايين المخدر الذي يسبب الإدمان بسرعة |
Bence nikotin Bağımlılık yapmıyor. | Open Subtitles | أعتقد أن النيكوتين لا يسبب الإدمان |
Bunun uyuşturucu olduğunu söylüyor ve Bağımlılık yapıyormuş. | Open Subtitles | تقول أن هذا مخدّر وهو يسبب الإدمان جداً |
Bo, iyi ama, bu güç seni en karanlık noktalara götürüp, bir daha geri dönemeyeceğin bir hale getirebilecek, bir tür Bağımlılık.. | Open Subtitles | "هنا تكمن المشكلة، "بــو هذا النوع القوة يسبب الإدمان بإستطاعها حفر أغوار الشر داخلك |
Aynı uyuşturucu gibi. Yüksek derece Bağımlılık yapar. | Open Subtitles | إنه مثل دواء يسبب الإدمان بسرعة |
Sandefur'un "nikotin Bağımlılık yapmaz" dediği yeri koy. | Open Subtitles | (قم بإذاعة جزء (ساندفر "النيكوتين لا يسبب الإدمان" |
Bağımlılık yapıcı. | Open Subtitles | هذا الطعام يسبب الإدمان |