Bunun, tedaviye cevap veren hastaların neredeyse hepsinde olduğunu gördük. | TED | لقد وجدنا أنه يحدث تقريبا لكل المرضى الذين يستجيبون للعلاج. |
Bana o sıçanların insanlara cevap vereceklerine dair söz vermeni istiyorum. | Open Subtitles | وأنا أريدك أن تعد بأنّ هؤلاء لقطاء الجرذ يستجيبون إلى الناس. |
İsimsiz bir 911 çağrısına cevap vererek adamlarımıza doğru gidiyorlar. | Open Subtitles | إنهم يستجيبون لمكالمة مجهول يبلغ عن جثة فى ذلك الموقع |
Çok hızlı bir geri bildirim alıyorlar, yani negatif duygulara daha fazla yanıt veriyorlar, çünkü hızlı yükselenler onlar, değil mi? | TED | لذا يحصلون على التقييم الفوري، الذي يعني أنهم يستجيبون أكثر للمشاعر السلبية، لأنها المشاعر التي تطغى على المرء، أو ليس صحيحاً؟ |
# Erkekler de bir o kadar kazulet # | Open Subtitles | وكل الرجال يستجيبون |
Erkek, kadının farkında olmadan gönderdiği kimyasal sinyallere karşılık veriyor olabilir. | Open Subtitles | قد يكون الرجال يستجيبون لإشارات كيميائية.. تطلقها النساء بشكل عفوي. |
İsabetli seçimlerle birlikte tam olarak gerçek jüri gibi tepki veriyorlar. | Open Subtitles | و مع درجة مذهلة من الدقة يستجيبون مثل المحلفين الأصلييين تمامًا |
Efendim, gelen mesajlara göre siviller reaksiyon vermeye başladı. | Open Subtitles | سيدي، رسائل قادمة تشير إلى أن المدنيين يستجيبون |
- cevap vermiyorlar. - Atmosferden kaynaklanan frekans gürültüsü var. | Open Subtitles | إنهم لا يستجيبون إنهم يدخلون الغلاف الجوي |
Asgard hala cevap vermedi,Jack. | Open Subtitles | الأسغارد مازالوا لا يستجيبون حاولنا الوصول لجاكوب كارتر |
Asiklovir ve ribavirine de cevap vermiyorlar. | Open Subtitles | و لا يستجيبون للأسيكلوفير أو الريبافيرين |
Ben bir asil gibi giyindim, tamam mı? Bu insanlar soylulara cevap verirler. | Open Subtitles | أنا أرتدي ملابس رجل ارستقراطي هؤلاء الناس يستجيبون للأمور الملكيّة |
Çağrılarıma cevap vermiyorlar. Gizli numara. | Open Subtitles | كان لدي فريق لاسترجاعها لكنّهم توقفوا هنا ولكنّهم لا يستجيبون هذا الرقم الآمن |
Amerikalılar bize kabadayılık yapıyor, bu tarz adamlar sadece güce cevap verir. | Open Subtitles | الأمريكيين يُصبحون متنمرين والمتنمرين يستجيبون للقوة وحسب |
En son sayımlara göre oylar sizin lehinize değil ama anlaşılan pek çok seçmen konuşmanıza olumlu cevap vermiş. | Open Subtitles | آخر نتائج الاقتراع ليست لصالحك لكن يبدو أنّ الكثير من الناخبين يستجيبون بشكل إيجابيّ لخطابك. |
Polislerin hangi olaya cevap verip vermeyeceğini seçtiğini bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعرف بأن الشرطة يَحقُ لهم بإختيار أي نداء يستجيبون له |
Tanrılar bize eziyet etmek istediklerinde... dualarımıza cevap verir derler. | Open Subtitles | يقولون أنّه حين تودّ الآلهة إنزال العذاب بنا، فإنّهم يستجيبون لدعائنا. |
Bu gece bir üniversitenin ilan panosunda gördüğü bir broşüre cevap verenler arasında gerçek bir "Kim Kimdir Toplantısı" olacak. | Open Subtitles | هذه الليلة هو سيصبح حقيقية من هو الذي من الناس الذين لا يستجيبون ل منشورات يرون على كلية المجتمع لوحات الإعلانات |
MS-X hastaları normalde insüline yanıt vermezler. Bu yüzden vücutlarında bir fazla oluşur. | Open Subtitles | مرضى المتلازمة الأيضية "اكس" لا يستجيبون للأنسولين عادةً مما يجعل جسدهم ينتج الكثير |
Senin tipindeki insanlar değişik şekillerde yanıt verirler ama yanıt verirler. | Open Subtitles | أشباهكَ من الناس قد يستجيبون بشكل مختلف، ولكنهم يستجيبون. |
# Erkekler de bir o kadar kazulet # | Open Subtitles | وكل الرجال يستجيبون |
Bazı özel ifadeler kullanırsan, polisler standart olarak aynı süre içersinde karşılık verirler | Open Subtitles | في مـعايير الجمـال يستجيبون بســرعة عـندمـا تختـار بعض العبارات الرئـيسية |
Fiziksel olarak müdahiller, onun söylediklerine fiziksel olarak tepki veriyorlar, ki bu gerçekten müthiş çünkü o zaman seyircinin avucunun içinde olduğunu hissedersin. | TED | إنهم مندمجين بأجسادهم تمامًا. إنهم يستجيبون جسديًا لما يقوله، وهو شيء رائع حقًا، لأنك تعرف وقتها أن الجمهور بين يديك. |
Efendim, gelen mesajlara göre siviller reaksiyon vermeye başladı. | Open Subtitles | سيدي، رسائل قادمة تشير إلى أن المدنيين يستجيبون |
Hayır, bence adamları liderlerinin sözünü dinler. | Open Subtitles | كلّا ،الذي قصدته بأنه الرجال يستجيبون للقادة. |