"يستحقان" - Translation from Arabic to Turkish

• hak ediyorlar
• hak ediyor
• hakediyorlar
• değmezler
• hak ettiler
• hak ettiğini

Bence o iki kadın başlarına gelenleri hak ediyorlar.
أعتقد بأن هاتان السيدتان يستحقان ما يجري لهما

Buraya geldiklerinde biraz lüksü hak ediyorlar.
حسناً، حينما يتواجدان هنا يستحقان أن يدللا.

Sana hislerini gösterme fırsatını hak ediyorlar.
إنهما يستحقان الفرصة كي يظهرا مشاعرهما حيالك

...samimiyeti ve dürüstlüğü övgüyü hak ediyor.
الصراحة والصدق أمران يستحقان الإحترام ..

Bu iki hıyar birbirini cidden hak ediyor.
يا رجل، هذين الأحمقين يستحقان بعضهما الآخر.

Bu ikisi yakalanmayı hakediyorlar.
أولئك الإثنان يستحقان أن يلقى القبض عليهما

Bu ikisine dokunmayın. değmezler.
لا تضايق نفسك بالاثنتين لا يستحقان

Bak sana yapılanlar, büyürken sana yaptıkları onlar cezalandırılmayı hak ettiler.
انظر ما فعلا بك انظر لما فعلا بك خلال نشأتك؟ إنـّهما يستحقان العقاب خلال نشأتي؟

- Annenin ve babanın adaleti hak ettiğini biliyorum adalete ulaşmadan rahat uyuyamayacağını da biliyorum.
أعلم كيف أن والديك يستحقان العدالة وأعلم أنك لن تتوقف حتى تحققها

Adaleti hak ediyorlar. Çok aptalmışım.
يستحقان العدالة، أنا كنت مجرد شخص غبي

Bu yüzden Naomi'yle birbirlerini hak ediyorlar.
لهذا السبب هو ونيومي يستحقان بعضهما

Peki ya Hillside'da öldürdüğün anne ve çocuk öyle ölmeyi hak ediyorlar mıydı?
ماذا عن تلك المرأة التي قتلتها هي وطفلها في "هيلسايد"؟ هل كانا يستحقان الموت بتلك الطريقة؟

Birbirlerine kavuşmak için bir şansı hak ediyorlar.
إنها يستحقان فرصة لـلمّ شملهم.

Bak, Robert ve Kitty alçak tavanlar ve floresan ışıklardan çok daha fazlasını hak ediyorlar.
أجل أنظر , (روبرت) و (كيتي) يستحقان أكثر من مجرد قاعة ضيقة و اضاءة سيئة

Biraz olsun merhameti hak ediyorlar.
إنهما يستحقان الرحمة

Torres'le Robbins o adi şeylerden daha iyisini hak ediyor.
"توريس " , و " روبينز " يستحقان أفضل من تفاهة بلا ماركة مسجلة لها

Ricky ile Julia kendilerini hasta edecek kişilerden fazlasını hak ediyor.
اسمعي, " ريكي " و " جوليا " يستحقان شخصاً لا يعود عليهما بالمرض

Gerçeği hakediyorlar.
هما يستحقان الحقيقة

Bunu hakediyorlar.
إنهما يستحقان هذا

Buna değmezler.
هما لا يستحقان الشجار

- Bunu hak ettiler.
- يستحقان ذلك -

Darby ve Ames'in ölmeyi hak ettiğini mi?
أن (داربي) و (ايمز) يستحقان الموت؟