Baba öğrenince baş belası kız öldürülmeye değer oldu. | Open Subtitles | و بعدها أصبح لديه مشاكل مع خليلته شيء يستحق القتل من أجله |
Beyzbolu çok severdi, üzerinde çalıştığı formül top sahasının bilet değişikliğini önceden haber veriyordu. Yani, kesinlikle öldürülmeye değer bir şey değildi. | Open Subtitles | للتنبؤ بتغير اسعار التذاكر بملاعب كرة القاعدة، لم يكن شيئاً يستحق القتل من أجله |
Elindekiyse hep çöpmüş. öldürülmeye değer değil. | Open Subtitles | في هذه الاثناء كل ما لديها هو الخرده لا شيء يستحق القتل من أجله |