"يستطيع الكلام" - Translation from Arabic to Turkish

    • konuşamıyor
        
    • Konuşamaz
        
    • konuşabiliyor
        
    • konuşamadığını
        
    Artık konuşamıyor fakat onun bilinçaltından olayların parçalarını tamamlayabiliriz. Open Subtitles هو لا يستطيع الكلام ولكن يمكن ان نستخلص آخر الأحداث من عقله الباطن
    O hasta ve konuşamıyor. Ama söylediğin her şeyi duyar. Open Subtitles إنه مريض ولا يستطيع الكلام ولكن بإمكانه أن يفهم ما تقول
    - O benim partnerim, fakat konuşamıyor. Open Subtitles هذا شريكي، ولكنه لا يستطيع الكلام فهو أخرس وأصم
    Yiyecekler Konuşamaz. Fasulye hariç. - O sesini bir şekilde duyurur. Open Subtitles الطعام لا يستطيع الكلام عدا الفاصولياء يمكن ان تسمع صوتها
    Ama kurban Konuşamaz. Open Subtitles لكن الضحية لا يستطيع الكلام الآن
    Ağzındaki bu sikle nasıl konuşabiliyor? Open Subtitles كيف يستطيع الكلام وكل هذا القضيب داخل فمه؟
    Yahudi David. O asla konuşmaz. Bazıları konuşamadığını söyler. Open Subtitles دافيد اليهودي,انة لا يتكلم ابداَ البعض يقولون انة لا يستطيع الكلام
    Patron, konuşamıyor ama bizi gayet güzel duyuyor. Open Subtitles سيدى لا يستطيع الكلام ولكنة يسمع جيدا اليس كذلك
    Yani şüpheli çenesinden sakatlandıysa konuşamıyor da olabilir. Open Subtitles اذن,اذا كان للمشتبه به اصابة في فكه هذا مؤشر أخر أن المشتبه به لا يستطيع الكلام
    Bu sabah onunla konuşmaya gittim, ne var ki konuşamıyor. Open Subtitles ذهبت لتحدث معه هذا الصباح ولكنه لم يستطيع الكلام
    Hayır ölü değil.. Bilinci tamamen yerinde ama konuşamıyor. Open Subtitles -لا إنه ليس ميتاً إنه غائب عن الوعي ولا يستطيع الكلام
    konuşamıyor ama aktör olmak istiyor. Open Subtitles لا يستطيع الكلام و يريد أن يصبح بطلا
    Hiç konuşamıyor. Open Subtitles لا يستطيع الكلام على الإطلاق
    Konu doğruyu söylemek olduğundaysa, bu pek mümkün değildir, çünkü herkesin bildiği gibi bir sıçan Konuşamaz. Open Subtitles ،وبقدر تعلق الأمر بقول الصدق ...حسناً، فهذا مستحيل لأن الجميع يعلم أن الجرذ لا يستطيع الكلام
    Tamamen felçli, Konuşamaz, nefes alamazken haldeyken benim garajımı yeniledi ve tarihi bir restorasyon ödülü kazandı. TED لقد قام بتجديد منزلي المتنقل عندما كان مشلولا تماما ، ولا يستطيع الكلام ، ولا يستطيع التنفس ، وفاز بجائزة للترميم التاريخي .
    Konuşamaz. Open Subtitles لا يستطيع الكلام.
    O Konuşamaz. Open Subtitles لا يستطيع الكلام.
    Yine de konuşabiliyor. Open Subtitles وعلى كل حال، يستطيع الكلام
    Kuş konuşabiliyor! Open Subtitles إذن يستطيع الكلام
    Evet,konuşamadığını farkettim... Open Subtitles نعم، أدرك بأنّه لا يستطيع الكلام.
    konuşamadığını sanıyordum. Open Subtitles هل يتكلم؟ ظننت أنه لا يستطيع الكلام

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more