"يستطيع الوصول" - Translation from Arabic to Turkish

    • erişimi
        
    • ulaşamayacağı
        
    • gelemez
        
    • ulaşabilir
        
    • ulaşamayacağına
        
    • ulaşamaz
        
    • oradan kurtaramaz
        
    Kayıtlar gizlidir. Sadece ilgili doktorların erişimi var. Open Subtitles السجلات سريه لا يستطيع الوصول اليها سوى الاطباء
    Hesaba erişimi olan öbür kişi de o. Open Subtitles كانت الشخص الآخر الوحيد الذي يستطيع الوصول إلى الحساب
    Gagasının ulaşamayacağı noktaları kaşıyor. Open Subtitles يستطيع الوصول الى أجزاء لا يمكن للمناقير أن تنجح في الوصول اليها.
    Canavarın ulaşamayacağı bu mekanı yarattın. Open Subtitles لقد قمت بإنشاء هذه المساحه لا أحد يستطيع الوصول للمساحه في داخل رأسك
    Harvey burada ama gelemez, çünkü küvette de. Open Subtitles أخبريه أن "هارفـى" هنا ولكنة لا يستطيع الوصول إلى الهاتف لأنه فى الحمام
    - Seyahat planlarına kimler ulaşabilir? Open Subtitles كروز من أيضاً كان يستطيع الوصول الى سجل رحلاتك
    Yine de silahlara ulaşamayacağına emin olamayız. Tüneller olabilir. Open Subtitles .لا يزال ذلك لا يعني أنه لا يستطيع الوصول إليهم من المحتمل أن يكون هناك أنفاق, مدخل تحت الأرض
    Kişi ölümden kaçarak aydınlanmaya ulaşamaz. Open Subtitles الواحد لا يستطيع الوصول للتنوير بالهروب من الموت
    Onu bu havada hiçkimse oradan kurtaramaz. Open Subtitles لا أحد يستطيع الوصول اليه في هذا الطقس.
    Bilgisayarına erişimi olan herkesin ismine ihtiyacımız var. Open Subtitles نحتاج أسماء أي شخص يحتمل ان يستطيع الوصول لحاسوبه
    Ve asistanın olarak giriş kodlarına erişimi vardı. Open Subtitles وكمساعدك الشخصي ، يستطيع الوصول إلى قُفلك الشخصي
    Bunu kim yaptıysa, böylesi kimyasalları erişimi mi var? Open Subtitles من عساه يستطيع الوصول إلى هذه الأدوية الكيميائية؟
    Devlerin bile ulaşamayacağı yerden. Open Subtitles حيث أن العملاق لا يستطيع الوصول إليه حتى
    Onun ulaşamayacağı bir yere mi? Open Subtitles بمكان لا يستطيع الوصول له ؟
    Onun ulaşamayacağı bir yere mi? Open Subtitles بمكان لا يستطيع الوصول له ؟
    Şu an telefona gelemez. Open Subtitles إنّه لا يستطيع الوصول لهاتفه الآن.
    - Zamanında gelemez. Open Subtitles لن يستطيع الوصول بالوقت المناسب
    Aslında animasyon ama L'in resimlerine yalnızca varisi ulaşabilir. Open Subtitles يمكن ان يكون فخ لكن فقط خليفة إل يستطيع الوصول لصورته
    Yeterli değil. Hala Jane'e ulaşabilir. Open Subtitles ذلك غير كاف ربما مايزال يستطيع الوصول إلى (جاين)
    Şu anda elinde bulundurduğu petrol rafinerisine asla ulaşamayacağına garanti verdiğiniz gibi mi? Open Subtitles مثل ما ضمنت لي بأنه لن يستطيع الوصول للمصفاة النفطية التي يتحكم بها الآن ؟
    Orada güvende olursunuz, size ulaşamaz. Open Subtitles حيث ستكونون بخير حيث لا يستطيع الوصول إليكم
    Onu bu havada hiçkimse oradan kurtaramaz. Open Subtitles لا أحد يستطيع الوصول اليه في هذا الطقس.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more