Biz konuşurken ailem havaalanında bekliyor ve evlendiğimizi görmeye hazırlanıyorlar. | Open Subtitles | عائلتى قد تكون فى المطار بينما نتكلم يستعدون للقدوم إلى هنا لرؤية الزفاف |
Gece yaklaştıkça uzun yolculuklarının ödülünü toplamaya hazırlanıyorlar. | Open Subtitles | بينما يقترب المساء، يستعدون لحصد ثمرة سفرهم الطويل. |
Sizin yetkiniz altında, bireysel toplanmaya ve sivil bir savunma tahliyesi sağlamaya hazırlanıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يستعدون للدخول وسط المجتمعات السكنية وتنشيط الدفاع المدني كما أمرت |
Araba hırsızları denizaşırı sevkiyata mı hazırlanıyor dersin? | Open Subtitles | إذاً تعتقد أن خاطفي السيارات يستعدون لشحن ما وراء البحار ؟ |
Neden uğurlu silahlarını taşıyan savaşa hazır İrlandalı devrim çocukları gibi görünüyorlar? | Open Subtitles | لماذا يبدو لي أن أبناء الثورة السحرية المحظوظة يستعدون للقيام بمعركة ؟ |
Ruslar, bizi Çinlilerin FB alt-devre kartının çalınmasına izin vermekle suçluyorlar ve bize karşı misilleme yapmaya hazırlanıyorlar. | Open Subtitles | الروس يلوموننا علي السماح للصينيين بسرقة اللوحة الكهربية وهم يستعدون للثأر منا |
- Ateş açmaya hazırlanıyorlar komutanım. - Koordinatlar hala yükleniyor. | Open Subtitles | انهم يستعدون لاطلاق النار سيدى - تمسك بتلك الاحداثيات - |
Onları tutuklamak için hazırlanıyorlar. Herşey bitti. | Open Subtitles | وإنهم يستعدون للقبض عليهم لقد انتهى الأمر |
Gecenin yaklaşmasıyla beraber uzun yolculuklarının semeresini almak için hazırlanıyorlar. | Open Subtitles | بينما يقترب المساء، يستعدون لحصد ثمرة سفرهم الطويل. |
Şu anda, dünyanın en iyi 30 suikastcısı muhteşem bir spora hazırlanıyorlar. | Open Subtitles | في هذه اللحظة بالذات، أفضل 30 قاتل في العالم يستعدون للحدث الرياضي النهائي |
Fransada ise genç kazlar ilk uçuşu için hazırlanıyorlar. | Open Subtitles | صوت المزمار مرة اخرى في فرنسا, الإوز الصغار يستعدون لأول طيران. |
Aldığım bilgiler bana gösteriyor ki Almanlar farklı savaş tipine hazırlanıyorlar. | Open Subtitles | المعلومات التي تلقيتها توحي لي أن الألمان يستعدون لنوع مختلف من القتال. |
Aslında herkes arka tarafta şova hazırlanıyor. | Open Subtitles | في الحقيقة، الجميع في الخلف يستعدون للعرض |
Performans sergilemek için hazırlanıyor. | Open Subtitles | الواربلز يستعدون للأداء في دار الرعاية في سوق بجانب البنك الوطني |
Hava şartlarının daha da kötüleşmesi beklenirken yetkililer de en kötü ihtimale hazırlanıyor. | Open Subtitles | ويتوقع مزيد من سوء الأحوال الجوية و المسؤولون يستعدون للأسوء |
Sen içeri at, sorgucular hazır olduğunda gelir onu alırlar. | Open Subtitles | أدخله إلى هناك والجماعة سيأتون للتحقيق معه حالما يستعدون لذلك |
Sen içeri at, sorgucular hazır olduğunda gelir onu alırlar. | Open Subtitles | أدخله إلى هناك والجماعة سيأتون للتحقيق معه حالما يستعدون لذلك |
Hayatta kalanlar, kadın-erkek çoluk çocuk, vatanlarını savunmak işgâlcileri denize dökmek için, tahtadan tüfekler oklar ve yaylar, kamıştan mızraklarla, hazırlık yaptı. | Open Subtitles | رجال ونساء فتية وفتيات كان الناجين يستعدون للدفاع عن بلادهم ليدفعوا الغزاة ملقين أياهم فى البحر |
Düşman muharipler cezaevini ele geçirdi personeli infaz etti ve kaçmaya hazırlanıyorlardı. | Open Subtitles | مقاتلو الأعداء سيطروا على السجن و قتلوا الموظفين و كانوا يستعدون للفرار |
Doktorları hazırla. | Open Subtitles | اجعل الأطباء يستعدون. |
Denizde besleniyorlardı ve artık yavrularını beslemek için koloniye geri dönmeye hazırlar. | Open Subtitles | يتغذى هؤلاء بالخارج على كائنات البحر وهم الان يستعدون ليشقوا طريقهم عائدين نحو المستعمرة لإطعام صغارهم |
Bu kadar bedava şey verdikleri zaman büyük bir şey istemeye hazırlandıkları anlaşılıyor. | Open Subtitles | يمكنك المعرفة دوماً بأنهم يستعدون لطلب كبير مليء بالهدايا المجانية |
Güneş kadar kızgın da olsalar istilaya hazırlandıklarını göstermez bu. | Open Subtitles | إنهم يحترقون باتجاه الشمس هذا لا يعني أنهم يستعدون لغزو |
Pekâlâ, şu anda zıpkınları hazırlıyorlar. Bizi zıpkınlayacaklar. | Open Subtitles | حسناً ، انهم يستعدون للهجوم سوف يسحقوننا |
Yaklaşmakta olan kıyamete hazırlanıyorlarmış. | Open Subtitles | يقولون إنهم يستعدون لنهاية العالم المقبلة |