"يستقيل" - Translation from Arabic to Turkish

    • istifa
        
    • ayrılamaz
        
    • bırakıyor
        
    • istifaya
        
    • istifasını
        
    Hangi insan yeni bir iş bulmadan işinden istifa eder? Open Subtitles الذي يستقيل من عمل دون البحث عن واحد أخر ؟
    En yüksek kar getiren çalışanımı istifa ettirmek bu tanıma uymuyor. Open Subtitles وأنا لا أحدد هذا بجعل أحد أفضل من يكسبون لدي يستقيل
    Tartışmalar, kavgalar, hatta istifa edenler bile olabilirdi. TED سيكون هناك جدالات وصراعات، حتى قد يستقيل بعض الأشخاص.
    Birleşmeden önce tatsızlık olmasın. İstifa etmesini istemiyorum. Bu sana bağlı. Open Subtitles لا موجات قبل الدمج أنا لا أريد له أن يستقيل.
    - Otoriteden kimse ayrılamaz. Open Subtitles لا أحد يستقيل من السلطة
    İyi misin? Tanrım. Sen havaya uçtun, Jax bırakıyor Öyle bir gruptasın ki . Open Subtitles هل أنت بخير ؟ أنت تنسف و " جاكس " يستقيل
    O işinden nefret ediyor bunun için büyük bir vurgun yapmak istiyor. Sonra istifa etmesine izin verilecek. Open Subtitles يمقت عمله, و لنفس الشّيء, يخطّط سطو مسلّح ليكون قادر أن يستقيل
    Ama istifa etmeden önce, insan kaynaklarına bunu bırakmış. Open Subtitles لكن قبل أن يستقيل أعطى هذا لقسم المصادر البشرية
    Tarihi bir gün yaşıyoruz 200 yıllık yakın tarihimiz boyunca hiçbir Başkan istifa ederek görevden ayrılmamıştı. Open Subtitles إنه ليوم تاريخي بالفعل المرّة الوحيدة التي يستقيل فيها رئيس من منصبه خلال ما يقرب المائتي عام من التاريخ
    619 der ki; mevcut görev adına duygusal açıdan tehlike arz eden her komuta subayı, komuta görevinden istifa etmelidir. Open Subtitles ينص قانون 619 على أنه .. أي ضابط يقود سفينة وهو متأثر عاطفياً بالمهمة التي يقوم بها يجب أن يستقيل من القيادة
    Yönetici Fren Mishkin 31 Ağustos itibariyle istifa ediyor. Open Subtitles المحافظ فريد ميشكين يستقيل بداية من 31 أغسطس
    Kim hem istifa edip hem zam alır ki? Open Subtitles من يمكنه أن يستقيل من عمله ويحصل على علاوة؟ ؟
    Nixon'ın televizyonda canlı canlı istifa edişini gördü. Open Subtitles حتى لو لم يكن تاريخاً قديما رأى نيكسون يستقيل على التلفزيون المباشر
    Dediğine göre istifa etmesi için üstünde baskı olacak ve edince de ara seçim yapılacakmış. Open Subtitles اعتقد انه قال انه سيكون هناك ضغط على العضو السابق حتى يستقيل وعندما يفعل سيتم عمل انتخابات استثنائية
    İstifa etmeden önce bir şeyler olmuş diye duydum. Open Subtitles ماذا حدث ؟ لقد سمعت انه قد تم التضييق عليه قبل ان يستقيل
    Yarın sabah 10'a kadar istifa etmeli! Open Subtitles يجب أن يستقيل في الساعة العاشرة غدًا صباحا
    İstifa etmek zorunda kalmış. Open Subtitles اضطر ان يستقيل ذهب من العمل على جرائم القتل
    Eğer kazanmak için aklınıza gelen tek fikir buysa istifa eden ben olmamalıyım. Open Subtitles إن كانت هذه أفضل فكرة يمكنك التفكير بها لتفوز لا يجب أن يكون أنا مَن يستقيل
    İzlanda başbakanı istifa etmek zorunda kaldı. TED توجب على رئيس وزراء آيسلندا أن يستقيل.
    Ama, şunu bil ki hiç kimse Summakor'daki işinden ayrılamaz. Open Subtitles "لكن اعرف هذا..." "لا أحد يستقيل من (سيميكور)...
    - Selam. - Benim. Kane bırakıyor. Open Subtitles هذا أنا كين" يستقيل"
    General Hammond'u istifaya zorlamaya çalışmışlardı. Open Subtitles لقد حاولوا إبتزاز الجنرال هاموند كي يستقيل
    Aksi takdirde önümüzdeki 48 saat içinde başbakan istifasını sunmak zorunda kalır. Open Subtitles ما عدا ذلك ، خلال الـ48 ساعة القادمة رئيس الوزراء سوف يستقيل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more