Genellikle insanlar deneyimlerinden birşeyler öğrenirler... ve hayatlarına devam ederler. | Open Subtitles | عادة الناس تتعلم من التجربة وبعدها يستمرون في حياتهم فحسب |
Aramaya devam etmeye teşvik etmek için bir ödül açıklayalım. | Open Subtitles | أنظر، لنعلن عن مكافأة بالخارج كحافز لجعلهم يستمرون في البحث |
Memeler bazen elbiseden dışarı taşıyormuş ve modeller yürümeye devam ediyormuş. | Open Subtitles | سمعت أن الأثداء تتدلى أحياناً من الفساتين ولكنهم يستمرون في المشي |
Ve ömürlük arkadaşlarıyla, akrabalarıyla ve çocuklarıyla aynı ya da yakın yerlerde yaşamaya devam ediyorlar. | TED | يستمرون في العيش في الكوخ الخاص بهم أو في مكان آخر ولكن بالقرب من أبنائهم، وأقربائهم وأصدقاء عمرهم. |
Sanki kullandıkları mısır gevreğini değiştirmişçesine devam ediyorlar. | Open Subtitles | يستمرون في حياتهم وكأنهم يغيرون إفطارهم المعتاد |
Aynı şeyi boyna gösterip duruyorlar. | Open Subtitles | أنهم يستمرون في عرض نفس الشئ مراراً و تكراراً |
Tutması zor, birbirlerini kovup duruyorlar. İsimlerini bilmiyorum. | Open Subtitles | يستمرون في إنتظار تصريف أحد ما من الخدمة لا أحاول معرفة أسمائهم |
Dişlerini kıranları gördüm. Diğerleri kalpleri durduktan sonra bile titremeye devam ederler. | Open Subtitles | رأيت البعض تتكسر أسنانهم، وآخرين يستمرون في الاهتزاز حتى بعد توقف قلوبهم |
Aramaya devam etmeye teşvik etmek için bir ödül açıklayalım. | Open Subtitles | أنظر، لنعلن عن مكافأة بالخارج كحافز لجعلهم يستمرون في البحث |
İçinde dönen cayroskoplar var ve açısal momentumun korunumu kanunu gereği aynı eksen üzerinde süresiz olarak dönmeye devam eder. | TED | لديه جيروسكوبات تدور، وبسبب قانون الحفاظ على القصور الذاتي الزاوي، يستمرون في الدوران بنفس المحور، إلى أجل غير مسمى. |
Çoğu iklim bilimci veya çevreci siyasetçiler bile tüm dünyayı uçakla gezmeye devam edip et ve süt ürünleri tüketiyorlar. | TED | فحتى معظم علماء المناخ والسياسيين المهتمين بالبيئة يستمرون في السفر حول العالم ليأكلوا اللحم ومنتجات الألبان. |
Eğer insanları, ürünlerini denemeleri konusunda ikna edebilirlerse bunu kullanmaya devam edecekler. | Open Subtitles | حتي أنهم مقتنعون بأن اذا كان بامكانهم حمل الناس على تجربة منتجاتهم فإنهم سوف يستمرون في إنتاجها |
Sonu gelmez bir şekilde devam ediyorlar. | Open Subtitles | انهم فقط يستمرون في التجيهزات اللانهائيه |
Son yedi senedir, Hindistan, Çin, Afrika ve Güney Amerika'dan yüzlerce girişimciyle tanıştım ve beni şaşırtmaya devam ediyorlar. | TED | في السبع سنوات الماضية، التقيت ودرست المئات من رجال الأعمال في الهند والصين وأفريقيا وأمريكا الجنوبية، وهم يستمرون في إدهاشي. |
Bazıları ise aynı işte devam ediyorlar. | TED | بعضهم يستمرون في نفس الوظائف. |
Bu maçları neden kaybedip duruyorlar anlamıyorum! | Open Subtitles | لا أعلم لما يستمرون في خسارة هذه الهجمات |
Sürekli Elçiler ve 12 Maymun hakkında konuşup duruyorlar. | Open Subtitles | يستمرون في الحديث عن هؤلاء المرسلين و أولئك الإثنا عشر قردا |
Birbirinden ilginç şeyler yapıp duruyorlar. | Open Subtitles | ... يستمرون في إنتاج شيء مثير للاهتمام تلو الآخر |