Sonra da onların düşüncelerini kaydediyorlar. | Open Subtitles | ويجعلونهم يستمعون لبرنامجي وبمهنية يسجلون آرائهم بشأنهم |
Yani, onlar parasını benim verdiğim şarkıları stüdyoda kaydediyorlar. | Open Subtitles | يسجلون هذه الأغاني في استوديو أدفع نفقاته |
Biliyorsunuz, kalite kontrol amacıyla konuşmalarınızı kaydediyorlar. | Open Subtitles | أتعلم عندما يقولون أنهم يسجلون المكالمات لمراقبة الجودة؟ |
Bell'in etrafında öğrencilerle poliklinikte oturduğunu bir yandan da hastaların acil servise geldiğini, kayıt olduğunu ve içeriye alındığını düşünün. | TED | فتخيلوا بيل جالساً في العيادة الخارجية, والطلاب ملتفون من حوله, والمرضى يسجلون في غرفة الطوارئ وقد سجلوهم وأتوا بهم. |
Sıkıcı bir konuşmayı neden kaydederler? | Open Subtitles | لماذا قد يسجلون إجتماعاً مملاً ؟ |
Şimdi düşünüyorum da ne zamandır gemide plak kaydı yapılıyor? | Open Subtitles | بل أنا أفكر الآن .. منذ متى وهم يسجلون أسطوانات على متن سفينة |
İnsanlar gerçekten ön gösterime gelip telefonlarıyla gösteriyi kaydediyorlar, internete koyuyorlar ve yorum yazıyorlar. | Open Subtitles | أتعلم، في الواقع يأتي الناس إلى العروض المسبقة، يسجلون البرنامج على هواتفهم، يضعونه على الانترنت، ويكتبون التعليقات |
Tarihi kaydediyorlar. Burada tarih yaratıyoruz. | Open Subtitles | إنهم يسجلون التاريخ نحن هنا لصياغة التاريخ |
Bazen konuşmaları rastgele kaydediyorlar. | Open Subtitles | أحياناً يسجلون المحُادثات بصورةً عشوائية |
Yanlızca görüntüyü kaydediyorlar. | Open Subtitles | انهم لا يسجلون الصوت على كل حال. |
Ama partinin falan olduğu bölümü önceden kaydediyorlar. | Open Subtitles | لكنهم يسجلون قسماً من الحفلة سابقاً |
Şubedeki aramaları kaydediyorlar artık. | Open Subtitles | إنهم يسجلون المكالمات بالأقسام الآن |
Şanslıyız, her görüşmeyi kaydediyorlar. | Open Subtitles | هم يسجلون كل مكالمة فور وصولها |
Delilerin saçmalıklarını kaydediyorlar. | Open Subtitles | يسجلون الهذيان من بعض المجانين |
Bu konuşmaları kaydediyorlar. | Open Subtitles | تعلمين إنهم يسجلون هذه المكالمات |
Bariyerdeki yer değişimlerini kaydediyorlar. | Open Subtitles | انهم يسجلون الاضطرابات في سجل |
Tüm gönüllüler kendi bölgelerindeki ordu mensuplarına kayıt olsun. | Open Subtitles | كل المتطوعين يسجلون انفسهم مع أفراد الجيش الذي سيجعلون أنفسهم معروفين في منطقتهم |
Bunlar sadece görüntü kamerası kayıt yapmıyorlar. | Open Subtitles | انهم مجرد كاميرات مراقبه انهم لا يسجلون اى شئ |
Kameraya pasif bir kayıt cihazı diyemeyiz bilakis kaydettiği insanları aktif şekilde etkisi altına alır. | Open Subtitles | لم يعد هنالك داع لماضي تسجيلي ولكنه في الواقع يجذب الناس الذين يسجلون |
Bir uçağa olan her şeyi kaydederler. | Open Subtitles | يسجلون كل شيء يحدث على الطائرة |
Evet,sahneden önce yapılan bütün konuşmaları kaydederler. | Open Subtitles | نعم إنهم يسجلون الأحاديث |
Elektromanyetik spektrumun derin ultraviyole bölgesinde görünür bölgeden yakın kızılaltı içine doğru spektrum kaydı yapıyorlar. | Open Subtitles | يسجلون الأطياف من أعماق المنطقة فوق البنفسجية من الطيف الكهرومغناطيسي، من خلال المنطقة المرئية، للأشعة تحت الحمراء القريبة |