Tüm kemiklerim... ufalandı... iç organlarım... hayati sıvım akıyor... önemsiz bir baş ağrısı, iştahsızlık. | Open Subtitles | كل عظمة تحطمت، كل عضو يسرّب السوائل، صداع خفيف، فقدان شهية. |
Sadece yüzümden yaşlar akıyor. Bakmayın bana! | Open Subtitles | وجهي يسرّب فقط لا تنظرا الي |
Bu ofiste birileri basına bilgi sızdırıyor. | Open Subtitles | شخص ما في هذا المكتب يسرّب معلومات إلى الصحافة |
Ne kadar eğrelti otu eklersem ekleyeyim bu çatı her fırtınada sızdırıyor. Onarıldı! | Open Subtitles | بكل عاصفة، يسرّب هذا السقف مهما وضعت من دعامات |
Ve bunları o basın görevlisine sızdıran kişinin Tanrı yardımcısı olsun. | Open Subtitles | وليكن الله في عون ذلك الشخص الذي يسرّب الأخبار إلى الصحافة |
Jacoby'nin bilgiyi sızdırmasını istedim. | Open Subtitles | أردتُ أن يسرّب (جاكوبي) المعلومات |
CT tarayıcıda sızıntı olabilir ya da bir yere talyum dökülmüştür. | Open Subtitles | قد يكون ماسح مقطعيّ يسرّب أو قارورة ثاليوم متناثرة بمكانٍ ما |
Her nasılsa damlatan bir boru melekler varken onların işini bozabiliyor. | Open Subtitles | من الغريب كيف أنّ أنبوباً يسرّب أفسد عمل الكائنات السامية |
- Lucas, yüzün akıyor. | Open Subtitles | -لوكاس)، وجهك يسرّب) |
Eğer oradan buradan sızdırıyor ise, ana safranın altına da sızdırıyordur, bu da her yükseldiğimizde ya da daldığımızda... yağ izi bırakıyoruz demektir. | Open Subtitles | وإذا هو يسرّب هنا أو هنا، ثمّ هو يتخلّص من النفط تحت الثقل الرئيسي، الذي يعني بأنّ كلّ مرّة نظهر على السطح أو نغوص... |
Sağlıklıydı. Eğer güç kaynağım radyasyon sızdırıyor olsaydı, bundan haberim olurdu. | Open Subtitles | إن كان مصدر طاقتي يسرّب إشعاع، لعلمتُ بذلك... |
Ve onlardan biri sızdırıyor! | Open Subtitles | وأحدها يسرّب الماء |
Ajan Mulder bize FBI gözetim kayıtlarını getirdi bizden iki yıldır bilgi sızdıran bir kaynağın ismini içeren kayıtları. | Open Subtitles | العميل مولدر زوّدنا بتقارير مراقبة للمباحث الفيدراليّة, ملفّات احتوت إسماً, مصدر يسرّب المعلومات لنا لفترة سنتين. |
Bu yeni kimlikleri, kiralık katillere sızdıran kim? Afganistan'dan biri olduğunu mu düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | من كان يسرّب هذه الهويّات الجديدة إلى أولئك القتلة ؟ هل تعتقد أنه شخص ما من أفغانيستان ؟ |
İçerden haber sızdıran var. | Open Subtitles | هنالك من يسرّب المعلومات من الداخل. |
Jacoby'nin bilgiyi sızdırmasını istedim. | Open Subtitles | أردتُ أن يسرّب (جاكوبي) المعلومات |
Hayır, ama pankreasın sol tarafında hala sızıntı var. | Open Subtitles | يسرّب لازال البنكرياس من بقي ما ولكن لا, |