Televiyon düzeldiği zaman, Sana aşkımı göstermekten mutlu olacağım. | Open Subtitles | عندما يعمل الدش مرة أخرى فسوف يسعدنى أن اُظهر لك حبى |
Lordum size çok mutlu haberlerim var. | Open Subtitles | سيدى يسعدنى أن أجلب لك أخبار عظيمة. |
Bu benim için dert değil. Ölmekten mutlu olurum. | Open Subtitles | . حسنا ، هذا لا يهم يسعدنى أن أموت |
- Evet, onun nasıl çalıştığını sana göstermek beni mutlu ederdi,... - çalıştırır çalıştırmaz. | Open Subtitles | أجل، يسعدنى أن أريك كيفية عملها حينما نخرج من هنا ونجرى مرة آخرى! |
Kullandığını bilmek beni mutlu eder. | Open Subtitles | يسعدنى أن أعرف أنك راكب عليها. |
Ve sırası gelmişken, şunu bilmek belki seni mutlu edebilir, Banneker'in evrakları arasında, o geceden haber veren bazı evraklar buldum. | Open Subtitles | بالمناسبة، يسعدنى أن أخبرك أننى وجدت كل هذا فى أوراق "بانكر" |