"يسمحوا لكِ" - Translation from Arabic to Turkish

    • izin
        
    Başka ırktan biriyle çıkmana izin var mı ki? Open Subtitles هل يسمحوا لكِ بمواعدة من هم ليسوا من عرقكِ؟
    Çıkmana asla izin vermeyecekler, biliyor musun? Open Subtitles لن يسمحوا لكِ بالخروج من هنا انت تعلمين ذلك
    Sığınağa gitmişsin diye duydum bir köpek almana izin vermemişler. Sen de onun yerine yılan almak zorunda kalmışsın. Open Subtitles سمعتُ أنّكِ ذهبتِ إلى ملجأ، فلم يسمحوا لكِ اقتناء كلب، فاضطررتِ لإحضار أفعى.
    Kumarhaneye girmene izin vermeyeceklerdir. O yüzden oradaki restorana gidip tam şuraya oturup kendine bir milkshake almanı istiyorum. Open Subtitles لن يسمحوا لكِ بالجلوس على أرضية الكازينو لذا أريدكِ أن تذهبي إلى ذلك المطعم
    Bir saniye, şarkı söylemene izin vermeleri için onlara para mı verdin? Open Subtitles مهلاً.. دفعتِ لهم حتى يسمحوا لكِ بالغناء ؟
    Habis şirket amirlerin sana izin verecek mi? Open Subtitles هل أسياد شركة الخاصة بكِ سوف يسمحوا لكِ بذلك؟
    Eskiden işten biraz bile ayrı kalsan geri dönmene izin vermezlerdi. Open Subtitles كما أن في هذه الأيام إذا رحلتي فلن يسمحوا لكِ بالعودة ابدا
    Hapishanede yağlı boyaya izin vermezler. Open Subtitles لن يسمحوا لكِ بإستخدام الزيوت في السجن
    Görüyorum ki, Manticore'da tırnaklarına bile bakmana izin vermiyorlar. Open Subtitles أرى أنهم لا يسمحوا لكِ بإطالة أظافركِ في (مانتيكور) أيضاً
    - Onu bulmaya gidiyorum. - Korumalar gitmenize izin vermez. Open Subtitles سأجده - الحراس لن يسمحوا لكِ بالرحيل -
    Benimle gelmene izin vermezler. Open Subtitles لن يسمحوا لكِ بالذهاب معي
    - Korumalar gitmenize izin vermez. Open Subtitles سأجده - الحراس لن يسمحوا لكِ بالرحيل -
    izin vermezler, hayatim. Open Subtitles لا، لن يسمحوا لكِ يا عزيزتي
    Sana izin vermezler, hayatım. Open Subtitles لا، لن يسمحوا لكِ يا عزيزتي
    gitmene izin vermeliler. Open Subtitles يجب أن يسمحوا لكِ بالرحيل.
    Khal'lar yarın akşam Khalar Vezhven için toplandığında umarım kalan günlerini bizimle yaşamana izin verir. Open Subtitles عندما يلتقي الكالز غداً من أجل حدث الـ(كالار فيزن) أتمنى أن يسمحوا لكِ بالعيش معنا
    Çocuklar ders çalışmana izin veriyor mu? Open Subtitles هل الأولاد يسمحوا لكِ تدرسي؟
    Sana izin vermezler. Open Subtitles لن يسمحوا لكِ بالمكوث معي
    - Ne? Onunla içeri girmene izin veremem. Sana geri vereceğim. Open Subtitles لن يسمحوا لكِ بالدخول به سوف اعيده لكِ (إرب) أعدك
    Orada sigara içmene izin vermeyecekler, Maddy. Open Subtitles لن يسمحوا لكِ بالتدخين هناك (مادي)

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more