Kadınlara yasak olan o kulübe hâlâ üye olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | مازلت لا أصدق أنّك عضو في ملهى لا يسمح بدخول النساء. |
Eve kadınların ve misafirlerin girmesi yasak. | Open Subtitles | لا يسمح بدخول السيدات و لا الضيوف |
Basının burada olması yasak. | Open Subtitles | لا يسمح بدخول الصحافة لداخل الخط |
O'Neill bir çoğalıcının SGC'ye girmesine asla izin vermeyecektir. | Open Subtitles | اونيل لا يسمح بدخول ربراكاتورز الى مقر اس جى سى |
Genelde hayır ama yılda bir ya da iki kez üye olmayanlara bir haftalığına inzivaya çekilme izin veriyorlarmış. | Open Subtitles | غارسيا,هل كان المجمع يسمح بدخول الغرباء؟ ليس عادة,لكن يبدو أنه خلال مرة او مرتين سنويا |
Basının burada olması yasak. | Open Subtitles | لا يسمح بدخول الصحافة لداخل الخط |
Taşıyıcıların sahaya girmeleri yasak. | Open Subtitles | - لا يسمح بدخول حاملي العصي إلى المسار |
Kadınların girmesi yasak. | Open Subtitles | لا يسمح بدخول النساء. |
Buranın tamamı yasak bölge. Taylor buranın kimse tarafından bilinmesini istemiyor sanki. | Open Subtitles | لا يسمح بدخول المنطقة بأكملها، يبدو الأمر كما لو أن (تايلور) لا يرغب في أن يعلم أحد بشانها |
Chavez belki Pinera'nın senatörlerine ülkeye girmeyi yasak ediyor olabilir ama hâlâ Şili'nin harika kırmızı şarabına izin veriyor. | Open Subtitles | (تشافيز) ربما يمنع اعضاء (باينير) من دخول البلاد لكنه لا يزال يسمح بدخول النبيذ التشيلي الاحمر الرائع شاركني |
Bu odaya giriş yasak. | Open Subtitles | -لا يسمح بدخول هذه الغرفة . |
Apartman yönetiminiz evcil hayvanlara izin vermiyor, mesela. | Open Subtitles | على سبيل المثال مبناكِ لا يسمح بدخول الحيوانات الأليفة |
Alman şansölyeyi arayıp ona aileye izin vermesini söyleyin. | Open Subtitles | اطلب المستشار الأمريكي أخبره بأن يسمح بدخول العائلة |
Özür dilerim, kimsenin girmesine izin yok, Bayan. | Open Subtitles | لا يسمح بدخول أحد للداخل سيدتي |
Bay Stamper'ın kocamı görmesine izin verilmesini istiyorum, lütfen. | Open Subtitles | أريد أن يسمح بدخول السيد ستامبر) لرؤية زوجي من فضلك) |