Dokunduğu hiçbir şeye dokunmama izin vermez en ufak şeyini kendisi yıkamak için inatlaşırdı. | Open Subtitles | لم يسمح لي بأن ألمس شيء قد لمسه وأصر على غسل كل شبر من ذلك بنفسه |
Dinle yasalar bunu yapmana izin vermez. | Open Subtitles | ...إسمعوا القانون لا يسمح لي بأن أضمن لكم هذا الحق |
Patronum, senin Dewey Crowe'un vatandaşlık haklarını ihlal etmene izin vermeme resmi olarak izin vermez. | Open Subtitles | نعم- وبشكل رسمي فإن رئيسي لن يسمح لي بأن أسمح لك بعرقلة ديوي كرو من ممارسة حقوقة المدنيّة |
Gelir ve rüya görmeme izin vermez. | Open Subtitles | إنه لن يسمح لي بأن أحلم. |
Red, çalışmama izin vermez. | Open Subtitles | ريد ) لا يسمح لي بأن أعمل ) |