Daha kötü olabilirdi. | Open Subtitles | كان من الممكن أن يسوء أكثر لو انه اطلق عليها الرصاص |
Bu özel gün çok Daha kötü alamadım. | Open Subtitles | هذا اليوم بالتحديد لا يمكنه أن يسوء أكثر |
İyi haber, bugün başımıza Daha kötü ne gelebilir ki? | Open Subtitles | الأخبار الجيدة أن هذا اليوم لن يسوء أكثر من ذلك, أليس كذلك؟ |
daha kötüsü olamaz dediğinizde, daha kötüsü oldu. | Open Subtitles | فقط عندما تظن أنه لا يمكن للأمر أن يسوء أكثر,فإنه يسوء |
Durumunun daha da kötüye gitmesini istemiyorum Josh. | Open Subtitles | لا أريد أن أجد أن الأمر يسوء أكثر من هذا , جوش |
Bu süreç sırasında reaktör patlarsa durum daha da kötüleşir. | Open Subtitles | إذا انفجرَ المُفاعل في منتصف عملية الإخلاء، الوضع سوف يسوء أكثر. |
Baş ağrılarım daha da kötüleşiyor. | Open Subtitles | الصداع يسوء أكثر من ذي قبل |
Hiçbir zaman düzelmedi. Gittikçe hep Daha kötü oldu. | Open Subtitles | ، لم يتحسن الوضع أبدا كان يسوء أكثر وأكثر |
Tam Daha kötü ne olabilir diyordum, çatışmada başımıza gelenlere bak. | Open Subtitles | .لم أعتقد أن هذا اليوم قد يسوء أكثر .و بعد ذلك هذا يحدث |
Kodu silemezsek ve hasarın Daha kötü hale gelmesini engeleyemezsek beynine kendini iyileştirmesi için zaman tanı. | Open Subtitles | إلا إذا قُمنا بالتخلص من الرمز وقف الضرر على أن يسوء أكثر وإعطاء دماغكِ الوقت المناسب لإصلاح نفسه |
Durumu, olduğundan Daha kötü hale getirmeyi istemediğini biliyorum. | Open Subtitles | وأعرف أنك لا تريد للأمر أن يسوء أكثر |
Etrafına bak. Daha kötü bir durumda olabilir miyiz? | Open Subtitles | هل يمكن للأمر أن يسوء أكثر من هذا؟ |
Daha kötü olamaz sanıyordum. | Open Subtitles | لم أظن انه يمكنني جعله يسوء أكثر. |
- Yemekten sonra saçımdan bir tel koparıp onunla dişini karıştırmasından Daha kötü ne olabilir? | Open Subtitles | - إلى أي مدى قد يسوء أكثر ... من إنهاء العشاء، وتركه يسحب شعرةً من رأسي ليخيط بها المائدة؟ |
Bu durumdan daha kötüsü olmayacağını diyebilir miyim? | Open Subtitles | اسمح لي أن أقول إن الأمر لن يسوء أكثر من ذلك. |
Ve sonra daha kötüsü olamayacağını düşünürken senin için değerli herkesi inciteceğim. | Open Subtitles | ثم... عندما تظن أن الأمر لا يمكنه أن يسوء أكثر سأقوم بإيذاء كل الأشخاص الذين تهتم لأمرهم |
- Sanki bu ay daha da kötüye gidemezdi. - Ron. | Open Subtitles | كما لو أن هذا الشهر عاجز عن أن يسوء أكثر |
Bu hafta daha da kötüye gidemez zaten. | Open Subtitles | ليس كأن هذا الاسبوع أن يسوء أكثر من هذا |
- Acı yalnızca daha da kötüleşir. | Open Subtitles | الألم يسوء أكثر |
Evet, daha da kötüleşiyor. | Open Subtitles | نعم , الأمر يسوء أكثر |
Gittikçe daha da kötüleşiyor. | Open Subtitles | - فظيعة يسوء أكثر فأكثر |