"يسيء" - Translation from Arabic to Turkish

    • kötüye
        
    • taciz
        
    • yaramazlık
        
    • gücendirecek
        
    • suistimal
        
    • kızdıracak
        
    • suiistimal
        
    • gücendiriyor
        
    • gücendirmeye
        
    Bu ona ciddi zararlar verdi ve Tanrı'nın ona bahşettiği gücü kötüye kullandı. Open Subtitles مما سبب له ضرراً كبيراً وجعله يسيء استخدام العطايا الكثيرة التي قدمها له الله
    kötüye kullanılan hiç bir reçeteyi görmezden gelemem Open Subtitles أنا لاأتغاضى عن أي شخص يسيء استخدام الوصفات المخدرة الطبية
    Yalnızca sevgilisini taciz eden bir arkadaşa sahip bir adamın arkadaşını saldırı anında durdurması gerektiğini söylemiyoruz. Bu toplumsal değişim yaratmanın safça bir yoludur. TED نحن لا نقول أن على الرجل الذي صديقه يسيء معاملة صديقته أن يوقف ذلك الصديق في لحظة الإساءة.
    Okulda yaramazlık yapıyor, annesine cevap veriyor artık sifonu çekmiyor. Open Subtitles إنّه يسيء السلوك في المدرسة. ويردّ على أمّه. إنّه لا يشطف المرحاض
    Çok üzgünüm eğer seni gücendirecek bir şey yaptıysam. Open Subtitles بام أنا اسفه جدا إذا فعلت أي شيء يسيء إليك
    Erkekler ve kadınlar daima birbirlerini kullanır ve suistimal ederler. Open Subtitles يسيء ويستغل الرجال والنساء بعضهم الآخر دائماً.
    Beyler, eğer sizi kızdıracak bir şey yaptıysam... Open Subtitles اسمعوا أيها السادة إن كنت قد فعلت شيئاً يسيء إليكم ، أو ..
    Akşam yemeğine beklenmediğini ima ettim o da bir centilmene yakışır bir şekilde misafirperverliğimi suiistimal etmedi ve gitti. Open Subtitles ومثلما يفعل النبلاء لم يرد أن يسيء استضافتي له لذلك غادر
    Maneviyata duyduğu bağlılık onu gücendiriyor. Open Subtitles التزامه في الحياة الروحية يسيء لها.
    Kabul edersin etmezsin ama kimse seni gücendirmeye çalışmıyor Open Subtitles يمكنك ان تقول نعم أو لا لكن لايبدو هذا وكأن أحد يسيء إليك
    Çünkü damadım görevini kötüye kullanacak ve de insanları tehdit edecek biri değildir. Open Subtitles لأن زوج ابنتي ليس بذلك الشخص الذي قد يسيء استخدام منصبه أو يهدد الآخرين ويمكنني ضمان ذلك
    Amerika Birleşik Devletleri başkanı, Bayan Tanner'dan cinsel olarak yararlanmak amacıyla görevini kötüye kullanmıştır. Open Subtitles كان رئيس الولايات المتحدة يسيء استخدام سلطته بالقيام بتجاوزات جنسية مع الآنسة تانر
    General gücünü kötüye kullanıyor. Sen kralımız değilsin. Open Subtitles اللّواء يسيء استخدام سلطته، أنت لست ملكنا.
    Davacı bu duruşmada tanıkların geçmişini kötüye kullanıyor. Open Subtitles إن المدعي يسيء لماضي الشاهد في هذه المحاكمة
    Bir kahraman, gücünü kötüye kullanan ve masum insanları inciten biri değildir. Open Subtitles خانوا قسم الشرف الذي أقسموا جميعا على الحفاظ عليه البطل ليس شخصا يسيء إستخدام سلطته و يؤذي الناس البريئين
    10 yaşındayken annesine erkek arkadaşının onu taciz ettiğini söylemiş. Open Subtitles عندما كان عمره 10 سنوات إعترف لأمه أن حبيبها كان يسيء إليه
    Eski erkek arkadaşı ve polis raporuna göre onu taciz de ediyormuş. Open Subtitles انه حبيبها السابق و كان يسيء لها أيضا كما هو مذكور بتقرير الشرطة
    Daisy yaramazlık yapar mıydı ? Open Subtitles ديزي يسيء التصرف بعض الأحيان أليس كذلك ؟
    Beynin pek çok harika niteliğe sahip olmasına rağmen şu an için yaramazlık yapıyor. Open Subtitles حسناً دماغك رغم الكثير من المؤهلات الرائعة يسيء تصرفه الآن
    Bay Kotomichi, sizi gücendirecek bir şey yaptıysam lütfen beni bağışlayın. Open Subtitles سيّد (كوتوميشي) فلتعذرني لو فعلت شيئاً يسيء من حقك
    Seni gücendirecek bir şey yaptıysam... Open Subtitles -هل قمت بما يسيء اليك ؟
    Çünkü bu tür bir isteğin kabulünün suistimal edilmesinden korkuyoruz. Open Subtitles لأنَّنا نخشى أن يسيء الناس استخدام قرار كهذا
    - Senin hakikatin nice insanı kızdıracak. Open Subtitles حقك سوف يسيء الكثير.
    Zaten insanlar her türlü bu tıbbi sistemi suiistimal ediyor. Komik olan da bu zaten. Open Subtitles الجميع يسيء استخدام الوصفة الطبية على أي حال, هذا مثير للسخرية
    Herkes, herkesi gücendiriyor. Open Subtitles الجميع يسيء للجميع هنا
    Kabul edersin etmezsin ama kimse seni gücendirmeye çalışmıyor Open Subtitles ربما توافق، وربما ترفض، ولكن ليس وكأن أحد يسيء إليك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more