Bu ona ciddi zararlar verdi ve Tanrı'nın ona bahşettiği gücü kötüye kullandı. | Open Subtitles | مما سبب له ضرراً كبيراً وجعله يسيء استخدام العطايا الكثيرة التي قدمها له الله |
kötüye kullanılan hiç bir reçeteyi görmezden gelemem | Open Subtitles | أنا لاأتغاضى عن أي شخص يسيء استخدام الوصفات المخدرة الطبية |
Yalnızca sevgilisini taciz eden bir arkadaşa sahip bir adamın arkadaşını saldırı anında durdurması gerektiğini söylemiyoruz. Bu toplumsal değişim yaratmanın safça bir yoludur. | TED | نحن لا نقول أن على الرجل الذي صديقه يسيء معاملة صديقته أن يوقف ذلك الصديق في لحظة الإساءة. |
Okulda yaramazlık yapıyor, annesine cevap veriyor artık sifonu çekmiyor. | Open Subtitles | إنّه يسيء السلوك في المدرسة. ويردّ على أمّه. إنّه لا يشطف المرحاض |
Çok üzgünüm eğer seni gücendirecek bir şey yaptıysam. | Open Subtitles | بام أنا اسفه جدا إذا فعلت أي شيء يسيء إليك |
Erkekler ve kadınlar daima birbirlerini kullanır ve suistimal ederler. | Open Subtitles | يسيء ويستغل الرجال والنساء بعضهم الآخر دائماً. |
Beyler, eğer sizi kızdıracak bir şey yaptıysam... | Open Subtitles | اسمعوا أيها السادة إن كنت قد فعلت شيئاً يسيء إليكم ، أو .. |
Akşam yemeğine beklenmediğini ima ettim o da bir centilmene yakışır bir şekilde misafirperverliğimi suiistimal etmedi ve gitti. | Open Subtitles | ومثلما يفعل النبلاء لم يرد أن يسيء استضافتي له لذلك غادر |
Maneviyata duyduğu bağlılık onu gücendiriyor. | Open Subtitles | التزامه في الحياة الروحية يسيء لها. |
Kabul edersin etmezsin ama kimse seni gücendirmeye çalışmıyor | Open Subtitles | يمكنك ان تقول نعم أو لا لكن لايبدو هذا وكأن أحد يسيء إليك |
Çünkü damadım görevini kötüye kullanacak ve de insanları tehdit edecek biri değildir. | Open Subtitles | لأن زوج ابنتي ليس بذلك الشخص الذي قد يسيء استخدام منصبه أو يهدد الآخرين ويمكنني ضمان ذلك |
Amerika Birleşik Devletleri başkanı, Bayan Tanner'dan cinsel olarak yararlanmak amacıyla görevini kötüye kullanmıştır. | Open Subtitles | كان رئيس الولايات المتحدة يسيء استخدام سلطته بالقيام بتجاوزات جنسية مع الآنسة تانر |
General gücünü kötüye kullanıyor. Sen kralımız değilsin. | Open Subtitles | اللّواء يسيء استخدام سلطته، أنت لست ملكنا. |
Davacı bu duruşmada tanıkların geçmişini kötüye kullanıyor. | Open Subtitles | إن المدعي يسيء لماضي الشاهد في هذه المحاكمة |
Bir kahraman, gücünü kötüye kullanan ve masum insanları inciten biri değildir. | Open Subtitles | خانوا قسم الشرف الذي أقسموا جميعا على الحفاظ عليه البطل ليس شخصا يسيء إستخدام سلطته و يؤذي الناس البريئين |
10 yaşındayken annesine erkek arkadaşının onu taciz ettiğini söylemiş. | Open Subtitles | عندما كان عمره 10 سنوات إعترف لأمه أن حبيبها كان يسيء إليه |
Eski erkek arkadaşı ve polis raporuna göre onu taciz de ediyormuş. | Open Subtitles | انه حبيبها السابق و كان يسيء لها أيضا كما هو مذكور بتقرير الشرطة |
Daisy yaramazlık yapar mıydı ? | Open Subtitles | ديزي يسيء التصرف بعض الأحيان أليس كذلك ؟ |
Beynin pek çok harika niteliğe sahip olmasına rağmen şu an için yaramazlık yapıyor. | Open Subtitles | حسناً دماغك رغم الكثير من المؤهلات الرائعة يسيء تصرفه الآن |
Bay Kotomichi, sizi gücendirecek bir şey yaptıysam lütfen beni bağışlayın. | Open Subtitles | سيّد (كوتوميشي) فلتعذرني لو فعلت شيئاً يسيء من حقك |
Seni gücendirecek bir şey yaptıysam... | Open Subtitles | -هل قمت بما يسيء اليك ؟ |
Çünkü bu tür bir isteğin kabulünün suistimal edilmesinden korkuyoruz. | Open Subtitles | لأنَّنا نخشى أن يسيء الناس استخدام قرار كهذا |
- Senin hakikatin nice insanı kızdıracak. | Open Subtitles | حقك سوف يسيء الكثير. |
Zaten insanlar her türlü bu tıbbi sistemi suiistimal ediyor. Komik olan da bu zaten. | Open Subtitles | الجميع يسيء استخدام الوصفة الطبية على أي حال, هذا مثير للسخرية |
Herkes, herkesi gücendiriyor. | Open Subtitles | الجميع يسيء للجميع هنا |
Kabul edersin etmezsin ama kimse seni gücendirmeye çalışmıyor | Open Subtitles | ربما توافق، وربما ترفض، ولكن ليس وكأن أحد يسيء إليك. |