Ama aradığım şey parayla satın alınamaz. Bunu görmüş müydün? | Open Subtitles | المال لا يشترى ما ابحث عنه هل رأيتى هذا ؟ |
Çünkü satın alabileceğiniz hiçbir şey yoktu, perçin dışında tabi. | TED | لم يكن هناك شيء يشترى. إلا إذا كنت تريد شراء بعض المسامير. |
Bu gerçekten oldu. O gün kimse gazete satın almadı. | Open Subtitles | لقد حدث ذلك بالفعل , ولم يشترى احد اى جريدة ذلك اليوم |
Hong Kong'dan gelip her türlü lanet şeyi alan kötü biri. | Open Subtitles | هذا الرجل القادم من هونج كونج يشترى كل شيء |
Ve, kim benim kopyalarımı orjinal gibi satın alır, zaten Mona Lisa Louve'da varken. | Open Subtitles | ومن ذا الذى يشترى احدى نسخى على انها الاصلية والموناليزا الحقيقية فى اللوفر |
- Bana meme pompası almaya gitti. Umarım elektrikli alıyordur. | Open Subtitles | انه يشترى لى مضخة للصدر اتمنى ان يشترى المضخة الكهربية |
Fanning'e göre, Kamal hep satıcıdır. Şimdi satın alıyor. | Open Subtitles | طبقاً لأقوال فانينج كمال هذا عادةً يبيع.الآن هو يشترى |
Bir kaplan satın alacakmış. Öyle bir şey yaptın mı bütün dostların senden kaçar. | Open Subtitles | يقول أنه سوف يشترى واحدا ً إفعل ذلك و لن يتبقى لك صديق |
Alıcı adam satın almak istediği arazinin üstünde beklemez. | Open Subtitles | الزبون لا يتعب نفسه لتجاوز الجميع إلا لأنه يريد أن يشترى |
Belki çayın zamanı geçmiştir, Fok amcadan biraz satın alacam. | Open Subtitles | يمكن الشاى منتهى الصلاحية ساطلب من العم فوك ان يشترى لى البعض |
Arabalar, uyuşturucu, silahlar. Alabildiği her şeyi satın alıyor. | Open Subtitles | سيارات مخدرات أسلحة يشترى أى شئ تقع عليه يداه. |
Bunun gibi güzel şeyleri alan Walter'a sahip olduğum için beni kıskanıyorsun. | Open Subtitles | انت غيورة لاننى مخطوبة الى والتر الذى يشترى لى اشياء جميلة مثل هذا |
Ona 2. el bir araba aldık. 16 yaşındaki çocuğa sıfır araba alan... | Open Subtitles | و اشترينا لهاسيارة مستعملة اى شخص يشترى سيارة جديدة لطفل فى ال16. |
alan tek kişi ben değildim! | Open Subtitles | آبيل لم أكن الشخص الوحيد الذى كان يشترى هذا القرف |
Eğer parası varsa durmadan bir şeyler alır. | Open Subtitles | و اذا كان لديه الاموال فانه سيشترى و يشترى |
Eğer parası varsa durmadan bir şeyler alır. | Open Subtitles | و اذا كان لديه الاموال فانه سيشترى و يشترى |
Belki sana hediye alıyordur, bu yüzden gecikmiştir. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا هو يشترى لكِ هدية.. لذا تأخر. |
David, bir barda uyuşturucu alırken yakalanmış. | Open Subtitles | ديفيد تم القبض عليه وهو يشترى مخدرات داخل حانة |
Her yıl saman alıp at almıyor. | Open Subtitles | وكل سنة يشترى كل هذا القش لكن لا حصان, خمن ذلك |
Öyleyse annenin haberi olmadan babana gidip, ondan Playstation almasını isteyebilirsin. | Open Subtitles | إذن عليك أن تذهب إلى أبيك من غير أن تعلم والدتك، واطلب منه أن يشترى لك واحداً. |