Pekala. Çünkü kalabalık sokaklarda yürüdüğü zaman kendini güvende hissediyor. Sebebi bu. | Open Subtitles | حسناً , لأنه عندما يمشى فى شوارع مزدحمة , يشعر بالأمان |
Adam bir golf sahası yaptı ...ve herkes güvende hissediyor. | Open Subtitles | و بنى هو ملعب جولف، و الكل يشعر بالأمان. |
Ama Stan onun nerede olduğunu bilmiyor. Eğer başı beladaysa, kendini güvende hissettiği bir yere gidecektir. | Open Subtitles | حسناً، لو كان في ورطة، فسيذهب إلى مكانٍ يشعر بالأمان فيه. |
kendini güvende hissettiği bir yer varmış. | Open Subtitles | وقالت إنها تعتقد أنه هو المكان الذي... يشعر بالأمان. |
Kimse güvende hissetmiyor. | Open Subtitles | الأطفال مازالت خائفة، لا أحد يشعر بالأمان. |
Kendi kardeşim kendini bana karşı güvende hissetmiyor. | Open Subtitles | يا للعار! أخي لا يشعر بالأمان برفقتي! |
Burada güvende hissediyor. | Open Subtitles | لأنه يشعر بالأمان هنا و يعرف المحيط حوله |
Bir cadının evinde, kendi evinden daha güvende hissediyor. | Open Subtitles | إنه يشعر بالأمان أكثر بمنزل ساحرة مما يشعره في منزله |
Bir cadının evinde, kendi evinden daha güvende hissediyor. | Open Subtitles | إنه يشعر بالأمان أكثر بمنزل ساحرة مما يشعره في منزله |
Kayıkhanede kendini güvende hissediyor. | Open Subtitles | يشعر بالأمان في المرفأ |
- Hapishanede güvende hissediyor. | Open Subtitles | - يشعر بالأمان في السجن |
Brad, kendini güvende hissettiği için Tamzin'in evine gittiğini söylediğinde sen olduğunu anlamıştım. | Open Subtitles | أدركتَُ بأنك المقصود حين قال (براد) بأنّ سبب ذهابه لمنزل (تامزين) لأنه يشعر بالأمان هناك |
Brad, kendini güvende hissettiği için Tamzin'in evine gittiğini söylediğinde sen olduğunu anlamıştım. | Open Subtitles | أدركتَُ بأنك المقصود حين قال (براد) بأنّ سبب ذهابه لمنزل (تامزين) لأنه يشعر بالأمان هناك |
Sonra Edgewood'a, evine ve kendini güvende hissettiği yere gidiyor. | Open Subtitles | ثم يعود إلى دياره في (إدجوود) حيث يشعر بالأمان |