"يشعر بالقلق" - Translation from Arabic to Turkish

• endişeli
• endişeleniyordu
• endişeleniyor

Birçoğunuzun endişeli olduğunun farkındayım.
لقد إستوضحت بأن العديد منكم ربما يشعر بالقلق

Bir şey hakkında endişeli olduğuna dair bir şey söyledi mi?
هل كان يعطي انطباعا , انه يشعر بالقلق من أي شيء ؟

Yani heykelin çalınacağından mı endişeleniyordu?
أتقولين أنّه كان يشعر بالقلق من إمكانيّة شخص ما من سرقة القبضة؟

senin gibi değildim geç saatlere kadar çalışıyordum Henry benim için endişeleniyordu "bu, tüm gece devam edemez" ona böyle söylediğimi hatırlıyorum bana "uyumak zorundasın yoksa hiçbir işe yaramayacaksın." demişti ve o gün göğsümde bir kitapla uyuyakalmışım sonra uyandım Jacob evde değildi ben uyuyordum, o ise boğuluyordu.
ليس مثلك. أود أن البقاء حتى وقت متأخر دراسة. هنري يشعر بالقلق بشأن لي.

Bence seni çok sevdiği için kıskanıyor ve endişeleniyor.
لأنة يحبك كثيراً ,و يغار عليك ,و يشعر بالقلق

Peggy'nin veya başka bir kadının plaj sandalyesini alacağı için endişeleniyor.
انه يشعر بالقلق بشأن بيغي، أو أي امرأة، ضربه من كرسي الشاطئ.

Özellikle güneşin vurduğu pistten gelen sıcak hava akımından endişeli.
انه يشعر بالقلق بشكل خاص من المطبّ الهوائيّ الناتج عن الهواء الساخن يتصاعد من المدرج تحت وهج الشمس الحارة.

Ronnie'nin güvenliği için endişeli.
وهو يشعر بالقلق إزاء سلامة روني.

Her iki halde de, Krauss endişeli.
وفي كلتا الحالتين، كراوس يشعر بالقلق.

Hayır. endişeli.
كلا ، إنّه يشعر بالقلق

Kendisi biraz... endişeli.
فهو يشعر بالقلق قليلاً

Ben onun hakkında endişeli olduğunu düşünüyorum
اعتقد انه يشعر بالقلق على

Charlie ölüyordu ve hâlâ benim ve çocuklar için endişeleniyordu.
وهو كان يشعر بالقلق عليّ و على الطفلين

Bridget hakkında endişeleniyordu.
وكان يشعر بالقلق حول (بريدجيت).

Senin için endişeleniyor.
انه يشعر بالقلق عليك كنت تبحث عن أماكن السكن الرخيصة

Herkes senin için endişeleniyor.
نعم,حسنا,الجميع يشعر بالقلق عليكى

Senin fazla göze çarptığından endişeleniyor.
يشعر بالقلق أنت أيضا... وضوحا.

Seninki endişeleniyor...
صديقك يشعر بالقلق...