Kulağa hoş gelmediğini biliyorum, ama bir hikaye üzerinde çalışıyorum ve güvenilir kaynağa göre bir tehdit söz konusu. | Open Subtitles | انا اعرف كيف يبدو كلامي ولكن انا اعمل على قصة ما وهناك مصدر موثوق يدعي ان هذا يشكل تهديدا |
Bu boş bir tehdit, Bay Kirkpatrick. | Open Subtitles | وهذا يشكل تهديدا فارغا، السيد كيركباتريك. |
Yaralı askerlere hemşirelik yapmak ne zamandan beri anavatana bir tehdit demek oldu? | Open Subtitles | ومنذ متي تمريض الجنود الجرحي اصبح يشكل تهديدا للوطن |
Seni hapisle tehdit etmek o kadar büyük bir tehdit olmayabilirdi. | Open Subtitles | وجدنا أن تهديدك بالسجن قد لا يشكل تهديدا ذو قيمة |
- Hiç bir tehdit arz etmiyor. - "Tehdit mi"? | Open Subtitles | هو لا يشكل تهديدا لي لا اشكل تهديدا ؟ |
Bu cömert teklifi imzalamayı reddetmesi özgürlüğümüze tehdit olduğunu kanıtlıyor. | Open Subtitles | رفضه التوقيع على هذا العرض السخي يثبت أنه يشكل تهديدا على حريتنا |
Lütfen efendim, merhamet gösterin. O bir tehdit değil. | Open Subtitles | أرجوك يا سيدي,أستعطفك إنه لا يشكل تهديدا |
Erkekler genelde bunu sever ama senden duyunca, bu bir tehdit. | Open Subtitles | الرجال عادة يحبون سماع ذلك، لكن منك، فإنه يشكل تهديدا. |
Ona her ne verdiyse bizim için ciddi bir tehdit oluşturduğunu varsaymalıyız. | Open Subtitles | نظرا كلا من جداول أعمالها، يسعني إلا أن نفترض أن كل ما أعطاها يشكل تهديدا خطيرا بالنسبة لنا. |
Ve eğer o köpek ağızlığı kabul ederse, o zaman, onun yanından geçen her masuma bir tehdit oluşturmadığını anlayabilir, hatta güvenilir bir yoldaşı bile olabilirim. | Open Subtitles | وإذا كان هذا الكلب لن يقبل كمامة، ثم انني قد تجد أنه لم يعد يشكل تهديدا لكل الأبرياء التي مرت بها، |
bir tehdit oluşturabilecek biri olup olmadığını anlamak için beyaz kundura ofisine bir sinyal sızdırmışlar. Kullandıkları sistem gerçekten Pentagon'un aktarım sistemi değil. | Open Subtitles | لقد أوهموا أن الإشارة في مكتب الحذاء الأبيض لمعرفة أي شخص قد يشكل تهديدا إنهم لا يستخدمون حقا نظام تعاقب وزارة الدفاع |
Hiç düşünmeden onun bir tehdit olduğunu varsaydık. | Open Subtitles | نحن نفترض تلقائيا انه يشكل تهديدا. |
Teal'c'i bu yüzden izlediniz. Onu gezegenin güvenliği için bir tehdit olarak görüyorsunuz. | Open Subtitles | لهذا كنتم تراقبون " تيلك " كنتم تعتقدون أنه يشكل تهديدا كبيرا , لأمن الكواكب |
bir tehdit gibi durmuyor. | Open Subtitles | الأمر ليس كما لو كان يشكل تهديدا |
Hayatta olduğu sürece o bir tehdit. | Open Subtitles | طالما كان حياً ، فإنه يشكل تهديدا |
Savcılık makamı Bay Weiland'ın toplum için ciddi bir tehdit oluşturduğu kanaatinde. | Open Subtitles | لدى مكتبنا دليل دامغ بأن السيد (ويلاند) يشكل تهديدا خطيرا على المجتمع. |
Roma hükmüne bir tehdit olduğunu kanıtla... ve ben onu çarmığa gerdireceğim. | Open Subtitles | يثبت أنه يشكل تهديدا لحكم الرومان ... وسوف يكون له المصلوب. |
Terörizm kısa vadeli bir tehdit. | Open Subtitles | الإرهاب يشكل تهديدا على المدى القصير. |