Bir soykırıma tanıklık ettiklerini anlayamadılar. | Open Subtitles | لم يُدركوا أنهم كانوا يشهدون إبادة جماعية |
Geçtiğimiz Kasım ayının 2'sinde yapılan ilçenin seçim bölgelerindeki oylamalarda geniş alana yayılmış hile için ilk elden tanıklık edecekler. | Open Subtitles | سوف يشهدون على علمهم بانتهاكات في الانتخابات في دوائر المقاطعة في الثاني من نوفمبر الماضي |
Tacizi kanıtlamak zor. Çocukların çoğu tanıklık etmek istemiyor. | Open Subtitles | صعب إثبات التحرش , معظم الأطفال لا يشهدون |
Çocuklar da kesin tanıklık ediyorlar. | Open Subtitles | والأطفال يشهدون بهذا بكل تأكيد |
Çoğunlukla kendi rızalarıyla tanıklık yapmıyorlar. | Open Subtitles | لا يشهدون عادة بإرادتهم الحرّة. |
İlerleyen saatlerde evde olduğunuza tanıklık edecek birileri vardır o halde. | Open Subtitles | الناس يشهدون أنك كنت هناك لوقت متأخر |