İşte şimdi herşeyi biliyorsun 5 alamet var ve hepsi bu 11 mayısta bir felaket olacağına mı işaret ediyor? | Open Subtitles | الأن انت تعرفين كل شىء أعطى لك خمس اشارات و كلهم يشيرون لشيئا ما، سيحدث فى الحادى عشر من مايو |
Bayanlar ve baylar, bu hiç de şaşırtıcı değil Dünya çapında, insanlar Çin'in ne yaptığını ve söylediğini işaret ediyor. "Bunu sevdim. Bunu istiyorum. | TED | سيداتي سادتي , انها ليست مفاجئة بان الناس حول العالم يشيرون الى ما تقعله الصين و يقولون احب ذلك , و اريد ذلك , |
Ve belki de ilk onunla görüşmek isteriz, çünkü onu işaret eden daha çok insan var. | TED | ولربما أود إجراء مقابلة معه أولاً، لأن هناك العديد من الناس يشيرون إليه. |
Evet. Bizi gösterip gülmelerinden sıkılmaya başladım artik. | Open Subtitles | نعم, لقد تعبت من روئيتهم يشيرون علينا ويضحكون |
Yabancıların, sırf görünüşünüz yüzünden sizi parmakla gösterip, pişmiş kelle gibi gülmesinin ne demek olduğunu bilemezsiniz. | Open Subtitles | لا تعرف الشعور حينما يشيرون الناس عليك ويضحكون بسبب منظرك |
Mermi kovanındaki şişkinlikler ve kovan boyunca giden germe izleri boş kovanın birden fazla kullanıldığını gösteriyor. | Open Subtitles | الانتفاخات في النحاس و علامات التوسع على طول القاعدة يشيرون إلى أن غلاف الرصاصة هذا |
Onlara, nesnelerin adını bilemeseniz bile nesneleri parmakla gösterin dendiğinde işaret ettikleri alanlar bunlar. | TED | عندما نسألهم, إذا كنت لا تستطيع تسمية الجسم ,فقط أشر إلى مكانه. هذه هي المناطق التي يشيرون إليها. |
Tek görebildiğim, bütün herkesin, tüm arkadaşlarımın aşağıdan beni işaret edip güldükleriydi. | Open Subtitles | كل ما أمكنني رؤيته كل الفتيان، كل أصدقائي بالأسفل يشيرون و يضحكون علىّ |
Doktor ikide bir oraya bakmamı işaret ediyordu. | Open Subtitles | و كان الأطباء يشيرون إليّ كي ألقي نظرة عليه |
Külleri iğrenç imzası olarak bırakıp, öldürdüğü kurbanları külleri işaret edecekleri şekilde yerleştiriyor. | Open Subtitles | يترك القاتل الرماد بمنزلة توقيع له جاعلاً ضحاياه يشيرون إليه بعد وفاتهم |
Kuklalar yaptıklarını bırakıp sahnenin kenarına kadar gelip seni işaret ediyorlar. | Open Subtitles | الدمى تتوقف.. و تتوجه لحد المسرح و يشيرون إليك |
Bunun anlamı, 19-20 tanesi aynı yönü işaret ediyorsa çok önemli ve muhtemelen doğru olduğudur. | Open Subtitles | هذا يعني إذا كان هناك 19 من أصل 20 يشيرون إلى نفس اﻹتجاه، فهذا مُهمّ للغاية. |
Evet, çünkü genellikle çevrendeki insanlar işaret dilini biliyorlar. | Open Subtitles | نعم، لأنك لم تحتاج لهذا لأنك عادة محاط باشخاص يشيرون |
İşaret etme! Insanların işaret edilmesinden nefret ediyorum! | Open Subtitles | لا تشير إلي ، أكره الناس حينما يشيرون إلي |
Sanki sirkte ucube gösterisi varmış gibi, insanlar gözlerini dikip, parmakları ile sizi işaret ederler. | Open Subtitles | همْ مستغربون يحدقون ، و يشيرون بأصابعهم كأنهم في عرض مخيف من غير وجود خيمة سرك يختبؤون بها |
Tamam, bana feneri işaret ediyorlar. | Open Subtitles | حسـن إنهم يشيرون إليّ بالمِشكـاة أنـي أطلت |
Sabahtan beri insanlar beni gösterip gülüyorlar. | Open Subtitles | فالجميع كانوا يشيرون إلي و يضحكون علي منذ الصباح |
İnsanlar hayatın boyunca seni gösterip güldüler. | Open Subtitles | فالجميع كانوا يشيرون إليك و يضحكون عليك طيلة حياتك |
İnsanlar onu gösterip dalga geçerken izlemek istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريد مشاهدة الناس يشيرون . إليها ويستهزئون |
Ama insanlar sadece parmakla gösterip, güldüler. | Open Subtitles | لكن الناس فقط يشيرون و يضحكون |
Mulder saha raporlarını yazmış ama Washington'da bulunduğunu yazdığı günlerde, cep telefonu kayıtları Pennsylvania olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | مولدر مقدّم الدراسة، حسنا لكنّهم يشيرون إليهم هو كان هنا في واشنطن في أيام سجلات هاتفه الخلوي أثبت هو كان في بينسلفانيا. |
Hepsi de aynı şeyi gösteriyor. | Open Subtitles | كلهم يشيرون إلى نفس الاتجاه |