Herneyse... Bunun, çocukların dikkatini dağıtmak için iyi olabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | بأي حال، حسبت بأن ذلك قد يصرف إنتباه الأطفال |
Dikkatim dağılıyor. Özür dilerim, özür dilerim. | Open Subtitles | هلا أوقفت ذلك، لأن هذا يصرف إنتباههم |
Ama Vergi Dairesi'ne fahişelere yıllık altı haneli para harcadığını söyleyemezsin. | Open Subtitles | ولكنه لا يستطيع إخبار رئيسه بأنه يصرف ملايين الدولارات على فراش نومه ومعاشراته |
Paramızı dekorasyona harcıyor. Kim bilir kaça mal olmuştur bu! | Open Subtitles | يصرف كل أموالنا على الزينة كم كلف كل هذا ؟ |
Bir mağazada 100,000 harcayan bir kadınla arkadaşından kahve içen bir kadın ikisi de çöpün kirli olduğunu bilir. | Open Subtitles | شخص يصرف 100,000 في متجر و شخص آخرى حصل من صديقه كوب من القهوة أعتقد بأن سلة المهملات قذرة |
Koş, daha hızlı. Hiçbir şeyin dikkatini dağıtmasına izin verme. | Open Subtitles | اجري ، بسرعه ، استمرى اتركى كل شىء يصرف انتباهك |
Onlar ben tek olan dalgıç kıyafetini giyerken sizin dikkatinizi dağıtmaya yarıyor. | Open Subtitles | ومن المفترض أن يصرف لكم بينما أنا وضعت على بدلة الغوص واحد. |
Tanık koruma programı için para harcaması için resmen yalvardım. | Open Subtitles | ترجّيتُه أن يصرف أموالا وأن يجعل من حماية الشهود أولويّةً |
Dikkatim dağılmıştı ve- | Open Subtitles | فقط أن يصرف إنتباهه و |
Herneyse... Bunun, çocukların dikkatini dağıtmak için iyi olabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | بأي حال، حسبت بأن ذلك قد يصرف إنتباه الطفلين |
Bu yüzden önlem olarak kafa kesmeye başladı. Soruşturmayı dağıtmak için. | Open Subtitles | يحاول أن يصرف التحقيقات عنه، هذا تصرّف نموذجي بالنسبة لمعتدي منظّم كهذا |
Farkediyorum ve dikkatim dağılıyor. | Open Subtitles | واشعر بذلك وهذا يصرف الانتباه لا |
Dikkatin çabucak dağılıyor, değil mi? | Open Subtitles | يصرف يمكنك بسهولة جدا، ليست لك؟ |
Babanın, çocukların eğitim parasını nerede harcadığını annenin öğrenmesini istediğinden şüpheliyim. | Open Subtitles | اشُك ان الاب يريد من الام ان تكتشف اين يصرف النقود الدراسية للاطفال |
Bana hesabını veremediği paraları harcadığını söyler miydin? | Open Subtitles | -إذن ستخبريني إذا كان يصرف نقداً لا يستطيع تفسيره، صحيح؟ |
Heykellerine bir servet harcıyor ama evine klima koymuyor. | Open Subtitles | يصرف ببذخ لجمع التماثيل الأفريقية و لم يقم بتركيب مكيف للهواء |
Ama laboratuvarında çok fazla zaman harcıyor, bu yüzden ona hissettirmeden ayrılmam kolay oldu. | Open Subtitles | لكنه يصرف الكثير من وقت في المختبر وكان الإنسلال سهلاً |
Ben meraklı ve birileri için zaman harcayan bir dedektifim sapı sildi ama Bıçağı silmedi. | Open Subtitles | انا نوع من المخبر الذي يتسائل لماذا شخص يصرف وقتا ليمسح المقبض بدلا من النصل ايضا التسلسل الزمني كان خاطئا |
Senin gibi paramı harcayan herkese sebebini söylemesi için daima kapımız açık. | Open Subtitles | أيّ شخص يصرف نقودي كما تفعل دائماً مدعوّ لمنزلي ليخبرني عن سبب صرفه للنقود |
Konu neydi bilmem ama eminim Estella dikkatini güzelce dağıtmıştır. | Open Subtitles | حسنا، مهما كان، أنا متأكد يصرف إستيلا له بشكل جميل. |
Senin dikkatini dağıtmasını istemedim. | Open Subtitles | أنا لم أريده أن يصرف إنتباهك لذا فقد أخذته |
O da sıkıntısını böyle dağıtmaya çalışıyor zavallı. | Open Subtitles | وهو يحاول أن يصرف نفسه. |
Charlie'yi 27,000 belgeyi araştırırken para harcaması için daha iyi ikna edebilmek adına kaynağımdan ikna edici kanıtlardan birkaç yazı vermesini istedim. | Open Subtitles | في سبيل اقناع (تشارلي) أن يصرف المال على محققين ليراجعوا الـ27 ألف مستند، طلبت من المصدر أن يحضر لي بعض الأدلة القاطعة. |
- Çünkü dikkatim dağılmıştı. | Open Subtitles | -Estava يصرف. |