"يصيبها" - Translation from Arabic to Turkish

• bir
• başına

Çok güzel. İçinde bulunduğu duruma rağmen mutlu bir çocuktu.
جميله جدا ,لقد كانت طفله سعيده, قبل ان يصيبها المرض

bir nevi rutine karşı olan kişisel mücadelemi başlattım; çünkü eğer fark ettiğim bir şey varsa, o da hangi kariyer olursa olsun, çok çekici görünen sörf fotoğrafçılığının bile monotonlaşma tehlikesi var.
وبدأت هذا النوع من التحدي الذاتي ضد الأمور الاعتيادية، وذلك لأنني أدركت أن أي مهنة أخرى مهما كانت، حتى إذا كانت تبدو مثيرة جدًا مثل تصوير ركوب الأمواج، يصيبها هي الأخرى خطر الرتابة.

Kurallara aşırı bir itimat, aşırı bir güven ve bağlılık, ahlaki becerinin yerini alıp, hatalarımızdan öğrenme imkanımızı ortadan kaldırıyor.
فالمهارة الخلقية يصيبها الضعف عند الاعتماد الزائد على القواعد الأمر الذي يحرمنا من فرصة الارتجال والتعلم مما نرتجله.

başına korkunç bir şey gelmiş olabilecek geçmiş yaşantısında kapana kısılır.
إنها ستكون مُحاصرة بحياتها السابقة، حيث قد يصيبها مكروه هناك

Sakın başına bir şey gelmesin.
ابقي عينيك عليها و احرص على أن لا يصيبها مكروه

Böylece bir hastalık vurduğunda hayvanlar çok daha dirençlidir.
لذلك عندما يصيبها المرض، تكون الحيوانات أكثر مرونة.

Erkeğin görevi onlara bakmak ve onlara bir zarar gelmemesini sağlamaktır.
يجب ان يعتنى الرجل بها كى لا يصيبها اى مكروه

Bazı geceler Diane'in bir kaza geçirmesi için dua ederdim.
كانت هناك ليالي مع ديانا كنت أصلي فيه أن يصيبها حادث لأتمكن من رعايتها

Geri dön ve Jennie'nin başına bir şey gelmeyeceğinden emin ol.
عليك أن تعود إلى جيني وتتأكد ألا يصيبها مكروه

Hayır, ben böyle şeylerden sinirlenecek bir kız...
انا لست من النوع الفتاة التي يصيبها الجنون

Fakat, eğer bana veya durumuna dikkat çekecek herhangi bir şey yapar ya da söylersen, Ned onu vurur.
ولكن اذا فعلت اى شىء لجذب الانتباة لى او للوضع الحالى سوف يصيبها نيد

İlk başta onu aramama gerekirdi ama şimdi ona bir şey olmasına izin veremem.
ما كان يجب أن أتصل بها أصلاً، لكن يجب أن لا أدع مكروهاً يصيبها

En iyisi de benim. Ona bir zarar gelmeyeceğine dair söz verdim.
أنا الأفضل بالنسبة إليها قطعت وعداً بألا أدع مكروهاً يصيبها

Umarım başına bir şey gelmemiştir.
يا الله، أتمنى أن لا يصيبها مكروه

başına kötü bir şey gelmesinin.
قبل أن يصيبها مكروه

-Hayır, kurtulma, sadece başına bir şey gelmeyeceğinden emin ol.
فقط تأكد ألا يصيبها مكروه