"يضاهى" - Translation from Arabic to Turkish

• eşsiz
• boy ölçüşemez
• mukayese edilemez
• gibisi

Çalma tutkunluğuna karşı benim eşsiz çekiciliğim.
ولائها إلى السرقةِ مقابلي السحر لا يضاهى.

Vaftizhane için tasarlandığınız kapılar eşsiz güzellikte.
الأبواب التي صممتها للمعمودية ذات جمال لا يضاهى

Kendine has alımlı, eşsiz üslubuyla mutlaka ceza alacağımı ama cezanın içeriğine henüz karar verilmediğini söyledi.
بطريقته الساحرة، وأسلوبه الذي لا يضاهى أبلغني بأنني سوف أعاقب بالفعل ولكن نوعية العقاب لم تقرر بعد

Senin Shaolin stilin benim kung-fu'mla boy ölçüşemez.
أسلوبك الحركى لا يضاهى ضرباتى فى الكنغفو.

Senin uçan tekme stilin... benim sarhoş kaplan vuruşumla boy ölçüşemez.
أسلوبك الكركى الطائر... لا يضاهى ركلة النمر الثمل.

Çok genç ve heyecanlı , ancak güzelliği mukayese edilemez.
هى شابة ومندفعة لكن جمالها لا يضاهى

Çok genç ve heyecanlı, ancak güzelliği mukayese edilemez.
هى شابة ومندفعة لكن جمالها لا يضاهى

Bir bakire kalçasından sonra, geyik kalçası gibisi yoktur.
لا شيء يتفوق و يضاهى الجزء الخلفي من الغزلان

Don Luis'in eşsiz bir insan olduğunu söylemiştiniz.
ظننتك قالت بأن دون لويس لا يضاهى

"Spor muhabirleri ve eşsiz Manchester United takımı acı kayıplar yaşadı."
الصحفيين الرياضيين و(مانشستر يونايتد') الذي لا يضاهى قد عانى خسارة فادحة.

Kız haklıydı. Senin pastan eşsiz.
لقد كانت محقة فإن كعككِ لا يضاهى

İşte şimdi baylar, eşsiz melek.
هاهي سادتي الملاك الذي لا يضاهى.

Yıkımın ardındaki eşsiz güzellik.
.إنه جمال لا يضاهى... خُلق من دمار بشع

Bu devasa, eşsiz saray olarak bilinen, taştan yapılmış abide ilk büyük imparatorluk kurucularının gücünü ve azmini göstermektedir.
وهو من الضخامة، بحيث أنه كان معروفًا ،"بـ"القصر الذي لا يضاهى وهو أثر حجري يشير لقوة وعزيمة بنّائي أقدم الإمبراطوريات العظيمة

- eşsiz! - Güzel.
لا يضاهى - جميل -

Evet efendim. Çok özeldir. Onun gibisi yoktur.
أجل يا سيدى, هذه الفطيرة من اختصاص المطعم ولا شىء يضاهى طعمها.